Bir Hilmi Özkök analizi: Gizli gizli namaz kılarmış!

Hürriyet Gazetesi Yazarı Nedim Şener, Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök'ün FETÖ açıklamalarıyla ilgili dikkati çeken bir yazı kaleme aldı.

17 Şubat 2020 Pazartesi 14:54
Bir Hilmi Özkök analizi: Gizli gizli namaz kılarmış!

Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök'ün FETÖ ile ilgili yaptığı açıklamalara tepki gelmeye devam ediyor. 

 

TSK içindeki FETÖ yapılanmasının "o zamanlar suç sayılmadığını" belirten Özkök, bu yüzden mücadele edemediğini, kimseyi ordudan atamadığını söylemişti. "Fetullah'ı metheden bir lafımı bulamazlar. Okullarından hiçbirini ziyaret etmedim" diyen Özkök ayrıca, "Gazetelerini okumadım. Bankalarına para yatırmadım" demişti. 

Hürriyet Gazetesi Yazarı Nedim Şener, "Bir Hilmi Özkök analizi: Gizli gizli namaz kılarmış!" başlıklı yazısında, Genelkurmay eski Başkanı ile ilgili dikkati çeken değerlendirmelerde bulundu. 

 

Özkök'ün, "Burada ilk defa bir şeyi açıklıyorum, generalliğime yakın namaz kılmaya başladım. Ama hiçbir zaman odamda namaz kılmadım. Mesai saatlerinde namaz kılmadım. Akşamları evde kıldım" sözlerini hatırlatan Şener, "

Oysa TBMM’de kurulan 15 Temmuz FETÖ Darbe Araştırma Komisyonu’na verdiği ifadede, “Harp Okulu’nda da namaz kıldıklarını” kendisi söylemişti" ifadelerini kullandı. 

TSK içinde namaz kılmanın yasak olmadığını vurgulayan Şener, "Peki Özkök, cemaatle beraber olunması gereken cuma namazlarını nerede kıldı?" sorusunu sordu. 

2004'TE 'DEVLET İÇİNDE DEVLET' DEMİŞTİ

Hilmi Özkök'ün 2004'te "Devlet içinde devlet" ifadesini kullanan Şener, yazısına şöyle devam etti:

"Fetullahçı Terör Örgütü’nün Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızmaya başladığı ilk andan itibaren sınırlı da olsa mücadele başladı. 1982 yılında Kuleli Askeri Lisesi’nde 500’e yakın öğrencinin FETÖ ile ilişkisi tespit edilmiş, 90 öğrenci atılırken diğerleri yaşı küçük olduğu için kazanmak amacıyla okulda eğitime devam etmişti. 1986 yılında Maltepe Askeri Lisesi’ne çalıntı soruyla girenler tespit edildi, suçunu itiraf edenler affedildi. Bunlardan bazıları 15 Temmuz darbe girişiminde tuğgeneral ve tümgeneral olarak ihanetin içinde yer aldı. Buna karşın 1987 yılından itibaren TSK’da FETÖ ilişkisi tespit edilen 7 subay, 17 astsubay ihraç edildi. TSK’da “Fetullahçılık” gerekçesiyle ihraç edilenlerin sayısı 1987 ile 2003 arasında 400’ü buldu. Bunun 139’u subay, 261’i astsubaylardan oluştu.

Ancak Orgeneral Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanı olduğu 2003 yılından itibaren “Fetullahçılık” gerekçesiyle TSK’dan ihraçlar tamamen son buldu. Ondan sonra Genelkurmay Başkanı olanların döneminde de TSK’da “Fetullahçılık” gerekçesiyle atılan olmadı. Bu konuda Sözcü gazetesine açıklama yapan eski Genelkurmay Başkanı Özkök, “2002-2006 yıllarında o zamanki adıyla ‘cemaat’ olan Fetullahçılık kanunen bir suç sayılmıyordu. Kanunun suç saymadığı bir konumda olan kişiye ‘ordudan atmak’ gibi ağır bir ceza verilebilir mi?” diye soruyordu.

Oysa FETÖ’nün orduya sızdığı anlaşılan 1987’den itibaren “Fetullahçılık” ihraç için yeterli gerekçelerden biri olmuştu. Nitekim Özkök’ten önceki dört Genelkurmay Başkanı döneminde 400 FETÖ’cü ihraç edilmişti. Özkök’ün deyimiyle, o zaman bu Genelkurmay başkanları haksız yere ihraç etmiş, suç işlemişti öyle mi?

Hilmi Özkök konuya hâkim olmayanları bunlara inandırabilir ama gerçekler başka şeyler anlatıyor. Özkök, “2003 yılında Fetullahçılık suç sayılmadığı için ihraç etmedik” derken, 2004 yılı Haziran ayında Milli Güvenlik Kurulu toplantısında, Fetullahçıların Emniyet’e, Milli Eğitim’e hatta TSK’ya sızdığına, “devlet içinde devlet” olduklarına dair sunum gerçekleştirdi. Suç saymadığı Fetullahçıların “devlet içinde devlet” olduğunu MGK gibi devletin zirvesinde anlattıktan sonra ne yaptı peki?

Aklınıza FETÖ’cüleri ihraç ettiği geliyorsa yanılıyorsunuz. Çünkü o sunuma rağmen TSK’dan “Fetullahçı” tek kişi ihraç edilmedi."

MAHKEME KARARLARINI SIRALADI

Şener, Özkök'ün 2003 sonrası "irtica" kapsamında atılanlar arasında "Fetullahçıların" da olduğunu söylediğini belirterek, "Söylediği gibi kanunen suç sayılmadığı halde “Fetullahçıları” hangi gerekçeyle “irtica” kapsamına alarak TSK’dan attıklarına ikna edici cevap vermedi" ifadelerini kullandı. Şener, o tarihe kadar Fetullah Gülen hakkındaki mahkeme kararlarını da yazısına ekledi: 

"Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20.9.1965 gün ve E.234, D.1, K.313 sayılı kararı. Askeri Yargıtay’ın 24.10.1973 gün ve E.1973/146, 1973/242 sayılı kararı.

Güney Deniz Saha Komutanlığı Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nin 21.05.1974 gün ve E.1974/12, 1974/10 sayılı kararı.

Ankara 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin 10.03.2003 gün, E.2000/124, K.2003/20 sayılı kararı."

"HİLMİ ÖZKÖK OLUP BİTENİ SEYRETTİ"

Bu mahkeme kararlarında, FETÖ elebaşının "Nurculuk faaliyetleri kapsamında illegal bir yapılanma" olarak açıkça nitelendirildiğinin altını çizen Şener, yazısını şu ifadelerle tamamladı: 

"Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanlığı yaptığı dönemde, FETÖ elebaşı Gülen hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “silahlı terör örgütü yönetmek” suçlamasıyla yargılama devam ediyordu.

Yani, FETÖ elebaşı ve “Fetullahçılar” hakkında çok sayıda mahkeme kararı vardı. Ama Hilmi Özkök ve komutanlar olup biteni seyretmeyi tercih etti."

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner60

banner64

banner49

banner63