Türkiye'nin önemli hadis âlimlerinden Muhammed Emin Saraç, öğle namazına müteakiben kılınan cenaze namazının ardından vasiyeti üzere Fatih Camisi Haziresi'ne defnedildi.
Yaşlılığa bağlı sağlık sorunları nedeniyle kaldırıldığı hastanede cuma günü yaşamını yitiren Saraç'ın cenazesine öğrencileri, sevenleri ve üst düzey devlet adamları katıldı. Namaz öncesinde babasının cenazesi başına gelen Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç, dua etti. Saraç'ın öğrencilerine Kuran-ı Kerim cüzü dağıtılarak hatim okundu. Cenaze namazına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanısıra, eski Başbakan Tansu Çiller ve çok sayıda siyasetçi de katıldı.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Hakka uğurlayacağımız muhterem hocamızı imamhatip okulları yıllarından itibaren tanıdım, tanıyorum. O günden son dönemdeki yaşadığı sıkıntılara kadar zaman zaman fırsat buldukça ziyaretlerine hep gittim ve bu ziyaretlerinde de kendisinden çok ama çok istifa ettim. Biz kendisini hep iyi bildik, iyi tanıdık. Hamd olsun yakından tanıma fırsatını da bulduğumuz için mutluyuz."
VASİYETİ YERİNE GETİRİLDUYGUSDİ
Saraç'ın buraya defnedilme talebinin arkasında hocası Haydar Efendi'nin vasiyeti yatıyor. Fatih dersiâmlarından olduğu için Fatih Camisi Haziresi'ne defnedilmek istendiyse de askerî yönetimce buna izin verilmedi. Cenaze namazı Yavuz Sultan Selim Camisi'nde vasiyeti uyarınca Mahmut Sami Efendi tarafından kıldırıldı ve Edirnekapı'da Sakızağacı Mezarlığı'na defnedildi. 61 yıl sonra öğrencisi Saraç'ın cenazesinin, hocasının gerçekleştirilmeyen vasiyetinin yerine Fatih Camisi Haziresi'ne defnedildi.
MUHAMMED EMİN SARAÇ KİMDİR?
Tokat'ın Erbaa kazasında Tanoba köyünde dünyaya gelen Emin Saraç, ilim tahsili yüksek bir aileden geliyordu. Dedesi Nakşibendiye'den Müderris Üzeyir Efendi Niksar'ın Keşfi Camii Medresesi'nde müderrislik yaptı. Müderris Üzeyir Efendi, dönemin sayılı uleması arasında gösteriliyordu.
Dedesinin yanında 6 yaşında Kur'ân-ı Kerîm'i hatmederek hafızlığa başlayan Muhammed Emin Saraç'ın ağabeyi Bahaddin Saraç, kardeşleri Osman ve Yusuf ile kız kardeşleri, anne ve babaları tarafından Kur'ân-ı Kerim okumanın suç sayılabildiği dönemlerde Kur'ân-ı Kerim hâfızı olarak yetiştirilmişlerdir.
