ABD İRAN’IN NÜKLEER TESİSLERİNİ VURARAK İSRAİL’İ İRAN’IN HEDEFİNE KOYDU

İki Teolog Devlet İran ve İsrail’in Cezalandırıldığı Savaşın Kısa Sürmesi Beklenebilir

Görünen savaş, Arz-ı Mevud’u Yahudilik inancıyla ilişkilendirerek başkalarının topraklarını işgal etmeyi  veya çalmayı kendilerine hak gören Siyonist  Yahudi  devleti İsrail ile  Şii Hilalini tamamlamak için komşu  ülkeleri işgal etmeyi veya Şia inancını yaymayı  inançlarına bağlayan, bölgeyi istikrarsızlaştıran   Molla Rejimi İran arasındaki iki teolog devlet arasında gerçekleşmektedir.  Abd’nin İsrail’e açık desteğinin karşısında İran’a da  zimni  destek veren başka devletler  elbette vardır  ve mevcut şartlarda kendilerini izhar etmeleri lehlerine olmadığı için açıklamamalarının anlaşılır tarafı var.  Abd savaşı sürdürüşe onlarında devreye gireceği görülecektir. Belki de onların devreye girmesi bu savaşı bitirebilir

Görünmeyen savaş, Trump yönetimindeki Abd’nin  açık olarak  İran’a, zimni olarak ta Netanyahu yönetimine   savaş açtığı  anlaşılıyor. Savaşın 3. tarafı  Abd’nin  Netanyahu yönetimini de gözden çıkarmış görünüyor

Trump  her iki teolojik devletin belli oranda birbirlerine zarar vermesine 10 gün  sessiz kaldıktan sonra bugün ( 22 Haziran 2025 ) Abd B52 bombardıman uçakları  ve deniz altından attığı füzelerle ile  İran’daki Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerini vurduk  açıklamasını yaptı. İran tarafından yapılan açıklamalara bakılırsa bu nükleer tesislerde sızıntı olmadığını öğrenmiş olduk. Abd’nin  operasyonunu  tesislerin tamamen zarar görmeyeceği şekilde  yapmış  olduğuna  veya tesislerin önceden taşınmış olduğunun biliniyor olduğuna inananlardanım. Abd’nin bu eylemi İran tarafından da bekleniyor ve  biliniyor olma ihtimalleri de değerlendirilebilir. Savaşın bitirilmesi için Abd için bu bir çıkış yolu da olabilir. Trump’ın  Abd içerisindeki neocon şahinleri, savaş taraftarı  silah lobilerini, siyonistleri ikna etmek için sınırlı bir operasyon yapmış olmasını  senaryolar arasına alabiliriz.

 İran’ın İsrail’i biraz daha sarsmasından sonra ve İran’ın barışçıl oranda nükleere sahip olabileceği anlaşmasının sağlanması ile savaşın bitirileceği kanaatindeyim.

İran ve vekillerinin bölgedeki Abd üstlerinin yakınlarına hasarsız atışlarını görebiliriz. İran asıl etkili, yoğun  ve zarar verecek seviyedeki füze atışlarını  İsrail’e  yapacaktır

Aşağıdaki gerekçelerden anlaşılacağı üzere sürdürülemez savaşın kısa süre sonra Abd tarafından bitireceğini öngörmekteyim. Bana göre İran ile birlikte en çok ta kontrolden çıkmış, Abd için de tehdit unsuru olmuş  Netanyahu yönetimine İran eliyle ayar veriyor.

Aşağıdaki alt başlıkta yer verdiğim gibi savaşı bitirecek başak aktör Trump’ın, Putin’in, Macron’un, Şi Cinping’in temkinli açıklamalarından savaşta kutuplaşmaya gidilemeyeceğini anlıyoruz. Abd’deki küreselci neocon’ların, silah lobilerinin yeni sözcüsü İngiltere’nin ve Almanya’nın İsrail’in yanında yer almaları bu savaşı sürdürmelerine yetecek seviyede değildir.

 

36 Trilyon Dolar Borcu Olan Abd’nin  Başkanı Trump Abd Maga’sı İçin  Bu Savaşı Bitirecektir

Abd’nin  Cumhuriyetçiler ekolü bu borçlanmada  Siyonistlerin ve onların kontrolündeki silah baronlarının payının yüksek olduğunun farkında. Abd’nin dış operasyonlardan çekileceği ve savaşları bitireceği , yeniden büyük Amerika’yı inşaa etmeye çalışacağı  Trump’ın seçim vaadlerindendi.  Trump, Netanyahu’nun ve Abd’deki  Siyonistlere ait silah şirketlerinin ve onların sesi olan medya’nın baskısına rağmen savaşı sürdürmeme tarafında yer alacağı düşünülebilir. Trump Abd’deki ekonomik milliyetçi magacılar  ( Make Amerika Great Again )  ile siyonist  silah lobileri arasındaki dengeyi  kurmak için siyonist ve silah baronlarını susturmak için  İran’ın nükleer tesislerine belli oranda  operasyonu yapmış olabilir. Dengeyi  savaş karşıtı  isimlerin analizlerini  savaş yanlısı taraflara  gerekçelendirerek  kurmaya çalışacağı  öngörebilir. 

Abd’deki askeri, ekonomi, politika  analistlerinin hazırladığı raporlara  göre Abd’nin İran ile gireceği savaşın bedelinin yüksekliğine dikkat çekmektedir. Bu rakamın  3-4 trilyon dolar  gibi yüksek  bütçelere mal olacağını raporlayanlar da var. Trump’ın bunu  dikkate alacağını ve bu verilerle savaşı sürdürmemek için tüm çevreleri ikna etme yollarını deneyeceğini  düşünüyorum.

 Abd’nin yıllık savunma bütçesinin 850 milyar dolar gibi dev bütçedir ki Maga için Trump’ın bunu da dikkate alarak savaşı sürdürmek istemeyecektir.   

Trump ile  İran arasında  nükleer müzakereler  sürerken,  kendisine  rağmen İran’a savaş açan, Abd’yi  savaşa çekmeye zorlayan ve bunu kısmen de başaran   Netanyahu’yu da Trump cezalandıracaktır. Böyle olmamış olsaydı İran’ın balistik füzelerinin  İsrail’in etkili kurumlarına  10 gündür isabet etmesine izin vermez  ve en azından hava harekatı ile savaşa dahil olduğunu da savaşın başladığı günlerde  aleni etmiş olurdu.

Trump’ın dış operasyonları durdurma, yurt dışındaki üstlerini boşaltma ve askerlerini geri çekme  söylemleri Maga ve 36 trilyon dolarlık borçlarını kapatma motivasyonu idi.

Abd’nin körfez’de sürdüreceği savaşın maliyeti Rusya- Ukrayna savaşından kaynaklı maliyetin çok üzerinde olacağını Abd’li ekonomi, askeri analistlerin raporlamalarından anlıyoruz. Rusya – Ukrayna Savaşının Abd’ye maliyeti Trump’a göre 500 milyar, Zelensky’e göre ise 100 milyar dolar iken, Abd’li analistlere göre Abd’nin İran ile direkt savaşa girip sürdürme maliyetinin 3-4 trilyon dolar gibi dev bir bütçeyi bulabileceği öngörülmektedir. 

Trump’ın son körfez ülkeleri ziyaretinde bölge ülkeleri ile yaptığı 5,3 trilyon dolarlık anlaşmanın sürdürülebilir olması bölgesel istikrara bağlıdır. Trump,  İran ile sürdüreceği bir savaş ile  tüm bölgeyi istikrarsızlaştırarak  ateşe atacağını,  anlaşmadan kaynaklanan kazancından olabileceğini, savaşın 3-4 trilyon dolarlık ekonomik maliyetini elbette analiz yeteneğine sahiptir. Bu savaşı sürdürmeyi göze alamayacağının hesabını yapabilecek finansal bilgiye sahiplik öngörüyle reel politiğe uygun karar verip bu savaşı sürdürmemeye mecburdur.   Pirince giderken evdeki bulgurdan olacağını anlıyorsa Abd bu savaşı sürdürmez

İran Hürmüz Boğazının kapatırsa ki Abd savaşı sürdürürse İran  bunu yapar. Küresel enerji piyasa dengesi  bozulur ve  şu anda 77 dolar olan varil petrol fiyatı  150 dolara çıkabilir deniliyor

Günlük yaklaşık 20 milyon varil petrolün geçtiği  hürmüz boğazı, küresel arzın yüzde 30’unu taşıyor. Küresel enerji arzının sevkiyatında  büyük paya sahip olan bu dar boğazın İran tarafından tek taraflı kapanmaması için Abd İran’la  uzun süreli bir savaşı göze alamaz.

Çin’in petrol ithal ettiği ülkeler arasında İran önemli paya sahip. Çin  ithal ettiği petrolün yüzde 45'ini  Hürmüz Boğazı'ndan sağlıyor. Abd İran ile savaşı  sürdürürse   Çin’in İran’ın yanında yer alacağı da Abd yönetimince elbette hesap ediliyor olmalı. Abd ekonomisi  Çin ile karşı karşıya gelmenin maliyetini sürdürecek seviyede değil.

Pandemi sonrası bozulan ve  dünya’yı enflasyon darboğazına da sürükleyen tedarik zincirinin bozulması  enflasyon ile mücadeleyi zorlaştırır. Abd ekonomisi  enflasyon sarmalına hazır değil

Savaşın sürdürülmesi  dünya genelinde ekonomik istikrarı etkilemekle birlikte en çok ta Abd ekonomisi, borsaları etkilenecektir.  Abd borsalarındaki finans ve enerji fiyatlarında  çok sert düşüşleri görmek  kaçınılmaz olur.

2008 ekonomik buhranında gördüğümüz gibi Abd’de yeni bankaların batacağı öngörülebilir

Abd’nin borcu ve faiz yükü artarak devam eder

Cumhuriyetci, demokrat senatörler, kongre üyeleri, neoconcu  şahinler,  silah baronları arasındaki savaşa karşı olanlarla savaş yanlılarının derin ayrışması ekonomik yıkımın  hissedilmesinden  sonra başlar  ki bu  Savaş Abd’yi iç bölünmeye kadar sürükleyebilir

36 trilyon dolar borcu olan Abd için savaşı sürdürmek ne kaldırılabilir ne de sürdürülebilir değildir. Borcunu kapatmaya odaklanmış  Abd yönetimi İran ile devam edecek savaşın dolaylı maliyetlerini de elbette analiz edecektir

İran ve vekilleri körfezdeki Abd askeri üstleri için daha büyük tehdit olabilir ve Abd  üstlerine yüksek yoğunluklu bir saldırı Abd’nin  iç kaosuna giden yolu açabilir.   

Trump, Abd halkının %63’ünün savaşa karşı olduğunu gösteren anketi, ekonomik kayıpların askeri kazançlardan daha fazla olacağını, kendisine raporlanan barış halinde Abd’nin kazançlı çıkacağı verisini dikkate alacağı  ve savaşı sürdürmeyeceği yüksek ihtimaldir

Trump’ın dış savaşlara değil  Abd ekonomik savaşına odaklanmaya döneceği kanaatindeyim

 

Savaş Şartlarında İran Halkının İçte Birlik Sağlayabilmiş Olması İsrail’in Planlarını Bozdu

13 Haziran 2025 tarihinde İsrail  200 uçak ile İran’a yıldırım hava harekatı yaparak savaşı başlatan taraf oldu. Bu ilk gün harekatında İsrail İran’a ait çok sayıda hedefi vurdu. En önemlisi ise içerideki ajanslarını da kullanarak İran’ın çok sayıda üst düzey komutanını, nükleer çalışmaları yürüten bilim insanlarını  bu ilk saldırıda öldürdü, İran’ın hava savunma sistemini  çökertti. Amaç daha ilk günden  rejime karşı İran halkının  ayaklanmasını başlatarak  İran’ın teslim olmasını planladıkları anlaşılıyor.

İçeride çok sayıda etkili ajanı  olan İsrail İran halkının  devletine sahip çıkacağını tahmin etmemiş olmalı!  İran’ın kısa sürede toparlanıp en etkili balistik füzelerini İsrail’e  fırlatabileceklerini, füzelerin demir kubbe ve hatta Abd’ye ait thaad hava  savunma sistemlerini de aşıp  stratejik kurum ve bölgelerini etkili şekilde   vurulacağını hesaplayamamış olmalı. 1 Ekim 2024’te İran’ın İsrail’e başlattığı füze ve dron saldırıları çok etkili olmamıştı ve hatta çoğu da ABD öncülüğündeki koalisyon uçakları ve üstlerince etkisiz hale getirilmişti.   İsrail’in o günkü şartlara göre plan yapmış olma ihtimalini öngörebiliriz. Şu anda ise  İsrail toprakları tarihinde olmadığı kadar ateş altında. Şımarık İsrail’in bunu öngöremediği ve tüm planlarının bozulduğu kanaatindeyim.

İran’ı parçalamak, bölmek  gibi strateji hatası yapan  İsrail’i kendi içerisinde de zor günler bekliyor

Armageddon  Savaşını Hayal Eden  İsrail Devleti ve İşgalci Halkı Artık Güvende Değil

Abd’nin tüm savunma kalkanı desteğine rağmen İran’ın balistik füzeleri karşısında çaresiz kalan İsrail halkını tarihte olmadığı kadar korku ve panik sarmış durumda.  Dünya’nın en güvenli ülkesi olma hayali ile İsrail’e getirilen Yahudi’lerin konfor alanlarını başka ülkelerde aramaya başlayacaklarına savaş sonrası  şahitlik edeceğiz. Tel Aviv ve Hayfa’da yaşayan İsrail halkının feribotlarla Güney Kıbrıs’a  akın akın kaçmaya başladığının görüntüleri gelmeye başladı. Aşırı konfora alışmış insanları konforsuz alanlarda tutmak mümkün olmayacaktır. İsrail ve Avrupa  halkı bu kategoridedir. İsrail halkının birden fazla ülke vatandaşlığı  göç sürecini kolaylaştıracaktır. Yahudilerin bazı ülkelerden kovulma gerekçelerini ve zaman zaman ülkesiz kaldıklarını tarih kitaplarında okuyoruz.  Terör devleti İsrail’in Filistin’i, Gazze’yi, Kudüs’ü işgal etme  girişimleri, tüm komşularını tehdit etmesi bölge ülkeleri ve halkları için tehdit olarak algılandı. İsrail’in huzuru  Filistin’den çaldıkları toprakları asıl sahiplerine bırakmalarına  ve hatta 1948 sınırlarına  çekilmelerine bağlı.   Bölge istikrarı için İsrail devletinin bu ideoloji ve teoloji  ile kalıcılığı her dönemde riskleri barındırıyor olacaktır.  İsrail Devletinin teolojik saplantıları en çok ta kendi halkını zor duruma düşürmüştür.  Dolayısı ile bölgede yalnızlaşan ve İran tarafından  beklenmedik mukavemetle karşılaşan İsrail için  bu savaş sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır.

Savaşın yakında bir barışla biteceğini,  İsrail ve İran’ın  kendi  içilerinde  karışıklık olacağını, İsrail içindeki çatlağın daha belirgin hissedileceği ve bunun bölgeyi çok etkilemeyeceğini öngörüyorum. İran kendi içerisindeki karılıklığı Cumhurbaşkanı ve hükümetin yetkilerini artırarak çözebilir diye tahmin ediyorum. Umarım yanılmam. Böylesi çözüm daha az riskli olabilir ve bunun  ekonomiye pozitif yansımaları da  olur, ekonomi  canlanır diye ümit ediyorum inşallah