Mehmet Acet'in bugünkü köşe yazısı şöyle;
Cumartesi akşamı gece yarısına doğru bildiri yayınlayan 104 emekli amiralle ilgili, önemli gelişmeler yaşandı.
Pazar sabahı hızlıca re’sen soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu emekli amirallerden 10’u için gözaltı işlemi uyguladı.
Son dakika haberi... Başkan Erdoğan'dan darbe imalı bildiriyle ilgili ilk açıklama
Diğer yandan bildiriyi yayınlayan emekli amirallerin korumalı lojman ve korumalarının iptal edilmesi de Milli Savunma Bakanlığı’nın gösterdiği refleksin ne kadar ciddi olduğunu göstermesi bakımından önem taşıyor.
Savcılığın, soruşturmayı yürütürken, imza atanlar arasında ‘öncülük yapanlara’ öncelik verdiği anlaşılıyor.
Tabi burada asıl büyük soru, bu emekli amirallerin görevdeki bazı muvazzaf isimlerle ilişkili olarak bu metni hazırlayıp hazırlamadıkları sorusu.
Bu sorunun maddi karşılığı varsa eğer, yeni bir cuntalaşma eğilimi karşımıza çıkabilir.
O nedenle, son derece ciddi ve teyakkuz halinde olunması gereken bir durumla karşı karşıya olduğumuz ortada.
ERDOĞAN BU MESELEYİ CİDDİYE ALIYOR
Bildiri yayınlandığında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Marmaris’te idi.
15 Temmuz’da da öyleydi.
Bu durumda, acaba bildiri yayınlanırken Erdoğan’ın yine Marmaris’te bulunması gözetilmiş miydi sorusu da önemli hale geliyor.
Her durumda, Erdoğan’ın bu meseleyi ciddiye aldığı, dün yaptığı değerlendirme toplantısından da net bir şekilde anlaşılabiliyor.
BİLDİRİNİN AMACI NET: ORDU ESKİ GÜNLERİNE GERİ DÖNSÜN İSTİYORLAR
Bildiriye imza atan emekli amirallerin birçoğu kamuoyunda yakından tanınıyor.
Ne tür görüşlere sahip oldukları da bol bol çıktıkları televizyon kanallarında söylediklerinden biliniyor.
Peki amaçları ne?
Ne talep ediyorlar?
En net bilgi şu:
Başkan Erdoğan noktayı koydu! Montrö açıklaması
Bu emekli amiraller ve varsa muvazzaf uzantıları, orduda tek tip Kemalist bir ideolojinin hakim ideoloji haline gelmesini istiyorlar.
FETÖ temizlendikten sonra TSK bize teslim edilsin, başka kimseler orduya girmesin görüşündeler.
Bir de, eski, en eski Türkiye’ye dönelim istiyorlar.
Yani, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin vesayet düzeninin merkezinde yer aldığı, elindeki silahı demokratik düzenin üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallandırdığı, gerektiğinde kullandığı bir model istiyorlar.
“Ne darbesi” dediklerine bakmayın.
15 Temmuz’dan önceki bütün darbeler bu zihniyetin ürünüdür.
27 Mayıs öyledir.
12 Mart muhtırası da, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta, 27 Nisan muhtırası da, bu zihniyetin eseridir.
O yüzden, bu meselenin üzerine ciddiyetle gidilmeli, bir cuntalaşma faaliyeti varsa ortaya çıkarılıp gerekenler yapılmalı.
Darbe bildirisini imzalayan emekli amirallerden 4'ü CHP üyesi çıktı
MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI’DAN DOĞRU ZAMANDA DOĞRU REFLEKSLER
Pazar sabahı, 3 Nisan muhtırasına en net tepkilerden biri, Milli Savunma Bakanlığı tarafından verildi.
Doğru zamanda, içi dolu, güçlü cümlelerden oluşan bir açıklama yapıldı.
Bu yapılanın demokrasiye zarar vermekten, TSK personelinin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekten ve düşmanları sevindirmekten başka bir işe yaramadığı net bir şekilde dile getirildi.
Dün, Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) ve Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) başkan ve yönetim kurulu üyelerinin Milli Savunma Bakanı Akar’la bir araya gelmeleri, önemli bir gelişme olarak kayda geçti.
Emekli askerleri temsil eden resmi dernekler olmaları hasebiyle bu duruşu göstermeleri yerinde bir davranış oldu.
HABER7