HDP el yükseltti, 6’lı masada en az 3 genel başkan adaylığını açıklamaya hazırlanıyor

Genel

Muhalefette uzun süren bahar havası, yerini rüzgarlı günlere bıraktı farkında mısınız?

Dışarıda kurgulanıp içeride uygulanan siyaset mühendisliği ağır aksak da olsa işliyor görünüyor. Kimine göre takvim işliyor. İşler tıkırında.

Ama acaba öyle mi?

Sorunun cevabından önce kısa bir yakın tarih hatırlatması yapmakta fayda var. Çünkü, HDP’li Pervin Buldan’ın Kars’ta yaptığı, “Kendi adayımızı çıkaracağız” açıklamasının ne anlama geldiğini o yakın tarih hatırlatmalarında bulabiliriz.

“ZIMNİ İTTİFAK SÜRSÜN ÇÜNKÜ AÇIKTAN KİMSE İTTİFAK YAPMAZ” DİYORLARDI

2019 yerel seçimlerinde zımni HDP desteği ile nisbi başarı elde eden Millet İttifakı, “HDP’ye muhtacız. Ama açıktan yol yürüyemeyiz. Ne yapacağız” diye dertlenirken, Pervin Buldan Polatlı’da şöyle demişti, “Bize oy vermeyen, bizim yanımızda görünmekten korkan kesimler var. Tabanımız bundan rahatsız. Tabanımız 23 Haziran seçimlerinde yaptığımız ittifakın daha şeffaf bir ittifak olması gerçeğini sürekli yüzümüze vuruyor.”

İşte bu çıkışın ardından, bir CHP Genel Başkan Yardımcısı, HDP’lilere, “Aramızdaki gayri meşru ilişkiye razı olacaksınız. Sizinle açıktan kimse ittifak yapmaz” deyiverdi.

Bir öncesindeyse, İyi Partililerle HDP’liler arasında başlayan kavgada gemileri yakanlar bir bir susturuldu. Hatırlarsınız, Sırrı Süreyya Önder, İyi Partililere “tenhalarda, kuytularda” nasıl buluştuklarını anlatmıştı da araya Ahmet Türk girmişti. O günden sonra Sırrı, sırra kadem bastı.

HDP’YE 3’NCÜ YOLU SEÇTİ… PEKİ ÖNERİ KİMDENDİ?

HDP için formül eş zamanlı olarak iki isimden çıktı. 

Birinci isim HDP’nin eski eş başkanı Selahattin Demirtaş’tı ve 3’ncü bir yol olarak “Demokratik ittifak” dedi.

İkinci isim, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’di. 2021’in ramazan ayında CHP ve İyi Parti Genel Başkanları bir iftar yemeğinde buluştu.

Yemek sonrası Akşener “Millet İttifakı ortak adayla, HDP de kendi başına seçime girsin” dedi.

Demirtaş ile Akşener’in eş zamanlı olarak önerdiği formül, o günden sonra adım adım yürürlüğe kondu. “Sol bileşenler” HDP ile ittifak kurdu.

Bu arada seçmenlerini konsolide etmek isteyenler mesela, İyi Partililere, “Faşist” dedi. “HDP’yi PKK’nın yanına konumlandırıyoruz” çıkışı yapıldı.

HDP’Yİ NE KARŞILARINA ALABİLİYORLAR NE İÇLERİNE

6’lı masanın ilk verdiği fotoğraftan sonraki tartışmayı hatırlıyor musunuz?

HDP kanadı,“Bizi yok sayamazsınız” diye çıkışmıştı. O günlerde, “HDP ile görüşürüz, gelirler, giderler” diye bir cümle kurmuştu Kemal Kılıçdaroğlu da.

Yine, “O masada bir HDP eksik” diyenlere, “O da olur inşallah” diyenleri de duymuştuk. Bugünlerde “Zaten HDP, DEP zamanında CHP’nin içinden çıkmıştır” diyenler bile oldu.

HDP’NİN AJANDASI İŞLİYOR; YA 6’LI MASANIN AJANDASI?

HDP açısından sorun yok! “Bizi yok sayanı yok sayarız” resti çekerek, “Kendi adayımızı belirleyip, seçime onunla gireceğiz” dediler.

Aslında başından bu yana hep “şeffaf ittifak” için el yükselttiler. Çünkü, kapatma davası ile de karşı karşıya olduklarından meşruiyetlerini 6’lı masanın ortak cumhurbaşkanı adayını belirlemek ve desteklemekle sağlamayı amaçladılar!

HDP, ayrıca her çıkışıyla tabanını, “Bizimle gelip elbette konuşacaklar, müzakere edecekler. Buna mecburlar” diyerek tutuyor.

İyi Parti,HDP bagajından kurtulduk. Onlarla aramıza İstanbul’un belediye başkanına rağmen mesafe koyduk” diyerek kendini anlatıyor uzun zamandır.

Hatta bir ara Kılıçdaroğlu’na rest çeken Akşener, “Masadan biz kalkalım kalktığımız koltuğa HDP otursun” bile dedi.

CHP, kendi tabanının “Erdoğan düşmanlığıyla” körleştiğini düşünerek rahatına bakıyor. Oylar çantada keklik sanılıyor.

O yüzden, HDP tabanına her fırsatta göz kırpıyor. “HDP’nin de destekleyeceği aday profili olarak” Kemal Bey her gün bir adım daha öne çıkartılıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu, “Demirtaş haksız yere hapiste yatıyor. Aldığı cezalar onun için madalyadır” filan diyor.

“AK PARTİ’DEN OY ÇALMAK ÜZERE KURULAN PARTİLER” BUGÜNLERDE 6’LI MASAYI SALLIYOR

Gazeteci Gürkan Hacır’ın Habertürk canlı yayınında söylediği  “Ak Parti’den oy çalmak üzere kurulan iki küçük parti” bugünlerde “eşitler arasına eşit olarak girdik” diyecek cüretkar söylemler geliştiriyor.

Davutoğlu, Anayasa’nın da dışına çıkılarak ihdas edilecek yeni bir vesayet odağından söz ediyor. “Konseyvari” önerisinde “Her stratejik kararda cumhurbaşkanı kadar 6’lı masanın liderinin de imza hakkı olacak” diyor.

Babacan, HDP’nin kapatılma ihtimalini gözeterek, seçmenlerine “Türklük”, “vatandaşlık tanımı” gibi tartışmalı alanları kaşıyan çıkışlar yapıyor.

HDP’nin 3’ncü yol çıkışını, 6’lı masa destekledi. Çünkü, nihayetinde HDP’lilerin de her fırsatta söylediği gibi “Ortak aday konusunda” görüşüleceğini düşünüyorlardı.

Ama 2019’dan bu yana her fırsatta “şeffaf ittifak”, “müzakere” diye söze başlayan HDP’liler ile, 6’lı masanın bazı ortakları tarafından geliştirilen ilişki biçimi hep “gayri meşru ilişki” olarak dizayn edildi. Ve buna rıza gösterilmesi istendi.

İşte o yüzden son olarak Buldan’ın çıkışı bu “gayri meşru ilişki” biçimine ve oylarının çantada keklik olarak görülmesine isyan niteliğinde!

KAVGALI EVE KIZ VERİLMEZ TAMAM DA BİR DE HASAN DAĞI’NA ODUNA GİDENLER YOK MU ACABA?

HDP kendi adayımızı çıkartırız diyerek el yükseltti. 6’lı masanın büyük ortağı CHP, masaya Kılıçdaroğlu’nun isminden başkasını götürmeyeceğini söylüyor. Akşener’in, “seçilebilir aday” söylemiyle birlikte Saraçhane’de İstanbul’un Belediye Başkanı lehine fiili durum oluşturması Kılıçdaroğlu tarafından püskürtüldü. Şimdi suskun.

Karamollaoğlu, iki belediye başkanı içinde “buldozer”, “ezmek” gibi kelimelerin bulduğu cümleler kurduktan sonra Kılıçdaroğlu seçilir” deyiverdi.

Babacan, “Adayım” diyor, hem de “seçilme garantili aday” olarak kendini görerek…

Davutoğlu ise, küsüratlı oy oranına bakmaksızın, “Her stratejik kararda cumhurbaşkanı kadar 6’lı masanın liderinin de imza hakkı olacak” diyor!

Uysal dünden Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kabullenmiş görünüyor.

Peki 6’lı masadaki partilerin seçmenleri bu olup bitene ne diyor?

Anadolu’da güzel bir deyim var. “Kavgalı eve kız verilmez!”

Bir de aynaya bakmayanlar için bir deyimimiz var. “Haline bakmaz Hasan Dağı’na oduna gider!”

Haksız mıyım?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.