Dokunulmaz ve dokunulmayan olan sadece...

Bismillahirrahmanirrahim
Bizleri; Yeryüzünün en üstün ve en şerefli varlığı insan olarak yaratan, akıl nimetiyle donatan, sayısız nimetlerinin en üstünü Müslümanlardan kılan, kurduğu Dünya ve diğer Âlem sofrasında sayısız nimetleriyle yaşatan ve tüm nimetlerinin hesabını hepimize bir nefes yakın olan ölümümüzle başlayan Kabir Hayatımızdan itibaren Ahiret ’in büyük buluşma ve duruşma gününde soracak olan Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ımıza hamd, Eşsiz Önderimiz, Sevgili Resulümüz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Resul Efendilerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Hocalarımıza, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olan Mümin kardeşlerimize, Din ve Vatan muhafızı Şehid ve Gazilerimize salat ve selam olsun!

Hangi idare şekli olursa olsun; adı ister İngiltere, Norveç, Danimarka Hollanda, Suud, Katar vb gibi krallık rejimi olsun, isterse AB, Sovyet, Çin, Almanya, İran, Türkiye vb gibi Cumhuriyet olsun hiç bir rejim insanı ve İnsan’a hizmet için yaratılan canlı cansız hiçbir varlığa zulmedemez ve ihanet edemez!

İster Krallık, ister Cumhuriyet olsun her iktidar, her kurum, her rejim Din, Irk ve Mezheb ayırımı yapmadan aşağıdaki 5 şeyin dokunulmazlığını muhafaza ile görevlidir! Ve devletler acilen bu göreve dönmelidir!

-Aklın Muhafazası (Dokunulmazlığı)
-Canın Muhafazası (Dokunulmazlığı)
-Neslin Muhafazası (Dokunulmazlığı)
-Malın Muhafazası (Dokunulmazlığı)
-Dinin Muhafazası. (Dokunulmazlığı)

İslam Düzeni'nin ''Zarurât-ı Hamse'' dediği yukarıda saydığımız (Beş Şey) Allah'ımız tarafından gönderdiği İslam ile kesin dokunulmazlık altına alınmıştır!
İnsanı koruyan bu beş şeyin dışında; hiçbir şahıs, hiçbir kurum ve hiçbir rejim asla dokunulmaz değildir!

Allahımızın dünyada ki halifesi, yeryüzünün nöbetçisi ve emanetçisi İnsan’ın saadeti, huzuru için gönderdiği İslam Nizamı'nın bu dokunulmaz ve asla dokunulamaz ilkelerini ne krallar değiştirebilir ve nede Parlamentolar!

Bu ilkeler ''kabul'' ve ''red'' diye oylanamaz ve oylanmaya sunulamaz!

Çünkü; dünya da canlı cansız her şey insan için, insanda sadece Rabbimiz Allah’a özgür ortamda kul olmak için yaşar!

Bunun içinde;

-Aklın dokunulmazlığının muhafazası için alkol, esrar, eroin gibi uyuşturucuları üretenleri ve satanları cezalandırmak! Ve işkenceyi ve şiddetin her çeşidini yasaklamak! Yapanları cezalandırmak!

-Canlarımızın dokunulmazlığının muhafazası için; cana can, göze göz vb. kısas ve diyet vb. hükümlerini uygulamak!

-Nesillerimizin dokunulmazlığının muhafazası için helal, meşru evlilikleri teşvik etmek! Zinanın fuhşun her çeşidini yasaklamak! Ailenin selameti için rahmet olan cezaları uygulamak!

-Malların (alınterini, helal yoldan kazandıklarımızın) dokunulmazlığının muhafazası için; helallerin önündeki en büyük şeytani engel olan Faiz, Kumar, Piyango vb. Haramları her yerde yasaklamak! Hırsızlara, soyguncu ve dolandırıcılara Dinin emrettiği Cezayı vermek! Ve Zekat, Öşür, Sadaka gibi ihsan ve infakları teşvik etmek!

-Dinin (İnancın) Dokunmazlığının muhafazası için de; inancı teorikten pratiğe dönüştürerek Allahımıza hür ortamda kulluğun önündeki tüm engelleri kaldırmak! Her Müslümanın her İktidarın İmani, İnsani ve Vicdani görevidir!

Her Ferdin, Ailenin, Toplumun ve Devletin hayat sigortası olan bu Hayati Dokunulmazlıklar hiçbir iktidar ve hiçbir Parlamento tarafından değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez!

Ama ne acı ki hem Krallıkla ve hem de sadece isimlerde kalmış sözde Cumhuriyetle yönetilen ülkelerde Allahımızın tüm Kullarının Dünya ve Ahiretinin Cennet olması için emrettiği bu beş dokunulmazlık tamamen kaldırıldığından dolayı acı neticelerini sadece Gazze’de değil her yerde büyük bir Maddi ve Manevi çile ile yaşamaya devam ediyoruz!

Yazımızı bu önemine binaen sosyal medyada dinlediğim aşağıdaki veciz uyarıyla tamamlıyoruz:

(Ey Müslümanlar ve Ey bütün İnsanlar!)
''Allah'tan ne kötülük gördünüz de (İslam)şeriatından nefret ediyorsunuz? Allahımız Zina yasak dedi, nesliniz bozulmasın diye. Faiz haram dedi, fakir (olmasın ve mazlum) ezilmesin diye.
İçkiyi yasakladı, aklınız selamet bulsun diye.
Adaleti emretti, zalimlere geçit olmasın diye.
Kadına iffeti, erkeğe sorumluluğu yükledi, aile dağılmasın diye. Bunun nesine düşman oldunuz?
Sizin bu (Kapitalizim, Sosyalizm, Deizim, Ateizm vs gibi) modern putperestliğiniz sizi gerçekten özgür mü kıldı? Kadın sokakta metalaştı, çocuklar babasız kaldı, gençlik uyuşturucu ve fuhuşla çürüdü, toplum ifsada uğradı.
Allah’ın hükmünü terk edip ne buldunuz?
Kimin kanunu size adalet getirdi?
Hangi sistem fakiri ezmeden ayakta durdu?
Hangi rejim size vicdan, merhamet ve ahiret bilinci verdi?
Asıl sorun Allah’ın şeriatı değil, asıl sorun sizin nefislerinize uymanız. Size karanlıkları aydınlatacak nur indirildi ama siz sırt çevirdiniz.
Size kurtuluş reçetesi verildi ama siz zehri tercih ettiniz.
Soruyorum size: Allah’tan ne kötülük gördünüz de O'nun İslam şeriatından bu kadar nefret ediyorsunuz?
“Kahrolası insan ne kadar da nankördür.” (Abese Suresi 17)
Allahımız; hepimize değişmez ve önlenemez gerçek ölüm gelmeden yeniden İslam Nizamıyla ve sadece O’na secdeyle dirilmeyi lutfeylesin! Amin