Dünya

Dünyayı Kim Ateşe Veriyor?

Yangınlar, seller, elektrik kesintileri, sarsılan devletler... Yeni bir savaş biçimiyle mi karşı karşıyayız?

Dünya yanıyor. Sadece mecazi anlamda değil, kelimenin tam anlamıyla... Ege kıyılarından Kanada'nın ormanlarına, Pasifik’ten Balkanlar’a kadar devasa yangınlar, seller, sıcak dalgaları ve ani felaketler peş peşe geliyor. İnsanlık, artık "doğa böyle işliyor" açıklamasına razı gelmek istemiyor.

Peki tüm bunlar gerçekten sadece tesadüf mü? Yoksa gezegenin görünmeyen elleri tarafından yürütülen, düşük yoğunluklu ama yüksek etkili bir "iklim savaşı"nın" içindeyiz de henüz farkında mı değiliz?

HAARP: Modern Zamanların Pandora Kutusu

ABD'nin Alaska’daki HAARP (High-Frequency Active Auroral Research Program) tesisi, artık sadece bilim insanlarının değil, küresel komplo çevrelerinin de ilgi odağında. İddiaya göre bu tesis, yüksek frekanslı radyo dalgalarıyla iyonosferi ısıtarak, hava olaylarını kontrol etme kapasitesine sahip. Kuraklık mı istiyorsunuz? Ya da ani bir kasırga? HAARP bu taleplere cevap verebilir, diyor teori sahipleri.

Bazı araştırmacılara göre, geçtiğimiz yıllarda Akdeniz’de aynı anda başlayan büyük orman yangınları, tesadüf değil. Hedef? Türkiye ve Yunanistan gibi jeopolitik olarak kritik ülkelerde kaos yaratmak.

Chemtrails: Gökyüzünün Sessiz Savaşçıları

Gökyüzünde süzülen uçakların arkasında bıraktığı beyaz izler artık masum görülmüyor. Kimyasal izler (Chemtrails) teorisine göre bu izler, atmosferi zehirleyen, tarımı etkisiz kılan, ormanları tutuşturmaya daha müsait hale getiren maddeler içeriyor.

Uzmanlar ise bu izlerin su buharı olduğunu söylüyor. Ancak neden bazı günler gökyüzü daha “yoğun çizgili”? Neden bu çizgiler sonrasında ani hava değişimleri görülüyor? Sorular cevaplardan daha fazla.

Büyük Sıfırlama: Dijital Kafese Doğru

Davos merkezli “Great Reset” yani “Büyük Sıfırlama” planı, küresel elitlerin felaketleri bir araç olarak kullandığını savunuyor. Amaç, insanları kırsal yaşamdan koparmak, geleneksel üretim biçimlerini dağıtmak ve akıllı şehirler adı altında tam gözetim sistemleriyle yönetmek.

Elektrik kesintileri, altyapı çöküşleri, siber saldırılar... Tüm bunlar, insanları dijital cüzdanlara, merkezi enerji sistemlerine ve izlenebilir yaşam tarzlarına alıştırmak için kurgulanmış olabilir mi?

Felaket Ekonomisi: Her Kriz Bir Kazançtır

Yangınlar sonrası hızlı ihaleler, seller sonrası "yeniden yapılanma" projeleri, artan sigorta poliçeleri ve büyüyen özel kurtarma şirketleri... Birileri bu krizlerden büyük kazanç sağlıyor. Bu, doğal felaketlerin bilinçli olarak yönlendirildiği bir “ekonomi modeli” olabilir mi?

Kimi uzmanlar bu düzeni, “yaratıcı yıkım” anlayışının modern versiyonu olarak tanımlıyor: Yık, korkut, kontrol et ve yeniden inşa et.

İklim Savaşı mı Başladı?

Çin'in komşularını "yağmurlarımızı çaldılar" diye suçlaması, Hindistan'ın "bulut tohumlamaya müdahale" iddiası, Rusya'nın Avrupa’daki elektrik kesintilerini siber saldırı olarak değerlendirmesi... Tüm bu gelişmeler, dünyanın görünmeyen bir iklim savaşı içinde olduğunu düşündürüyor.

Doğal gibi görünen ama hedefli biçimde kullanılan felaketler, artık sadece afet değil; aynı zamanda jeopolitik birer silah olabilir.

Yangınlar yalnızca ağaçları değil, güveni, sistemi ve insan aklını da yakıyor. “Dünyayı kim yakıyor?” sorusu bugün hâlâ cevapsız ama ortada bir gerçek var: Bu dünya artık tesadüflere fazla küçük.