Akşener'in Fatih benzetmesinden sonra İmamoğlu neden frene bastı?

Meral Akşener'in "Fatih" benzetmesinden sonra, cumhurbaşkanı adaylığını düşünmediğini açıklayan Ekrem İmamoğlu'nun "neden fren yaptığı" merak ediliyor. Gazeteci Mehmet Acet, İBB Başkanı'nın kozlarını son ana kadar oynayacağını yazdı.

15 Eylül 2021 Çarşamba 11:34
Akşener'in Fatih benzetmesinden sonra İmamoğlu neden frene bastı?

Millet İttifakı'ndaki didişme, İYİ Partili Cihan Paçacı'nın açıklamaları sonrasında ortaya çıkmıştı. Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konusunda tartışmalar ve birbiri ardına hamleler devam ederken, adaylık için ismi öne çıkan Ekrem İmamoğlu'nun "neden fren yaptığı" merak ediliyor. Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Yeni Şafak Yazarı Mehmet Acet, bunun sebebinin Akşener-Kılıçdaroğlu rekabeti olması ihtimalini değerlendirdi. Acet'in bugünkü yazısı şöyle:

Geçen hafta İYİ Parti’de Meral Akşener’in yakın kurmayları arasında yer alan Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı’nın gazeteci Muharrem Sarıkaya’ya söyledikleri, muhalefetin iki lokomotif partisi arasındaki ‘didişme halini’ gün yüzüne çıkarmıştı.

Bu iki partiye destek veren çevreler, Cumhur İttifakı’nın muhalefeti bölmek, aralarına nifak sokmak için özel bir gündemle hareket ettiği tezinden yola çıkarak bu tartışmaların ‘suni gündem’ olduğunu savunuyorlar ama işin gerçeği öyle değil.

Reel bir kavga, kavga değilse bile görüş ayrılıklarının ürettiği didişme hali var orada ve bu durum, dikkat çekici olduğu için haliyle gündem olmaya da devam ediyor.

Hatırlayalım, Paçacı, “Kemal Bey (Kılıçdaroğlu) son dönem sürekli tekil konuşuyor” dedikten sonra şu ifadeleri kullanmıştı:

“Gençlere, esnafa, çiftçiye, KHK’lılara vaatlerde bulunuyor. Bu vaatler bizim açımızdan da olmaz şeyler, karşı çıktığımız durumlar değil. Ama biz ortak bir hükümet için ittifak halindeysek, en azından öncesinde bunları ortaklaşa kararlaştırmalı ve ortak bir dille birlikte açıklamalıyız.”

Hemen arkasından Cumhuriyet’ten İpek Özbey’e konuşan Kılıçdaroğlu ise, bu sözlere cevap olarak, “Biz güçlendirilmiş parlamenter sistemi ortak dillendiriyoruz. Ama onun dışında her partinin kendi düşüncesi var. Hepimiz ayrı ayrı partileriz. Eğer güçlendirilmiş parlamenter sistem gibi bir konuda ortaklaşırsak yine ortak seslendiririz” açıklamasını yaptı.

Kılıçdaroğlu “Ayrı ayrı partileriz” derken tabii ki doğru söylüyor.

Cumhur İttifakı’nın paydaşlarını oluşturan partiler de, (AK Parti-MHP-BBP) ayrı ayrı partiler.

Ancak, bu üç parti Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dışında, özellikle dış politika ve güvenlik gibi iki temel konuda ‘tekil’ hareket etmiyorlar.

Millet İttifakı’nın paydaşlarını bir arada tutan üç temel motivasyon kaynağı var.

1-Tayyip Erdoğan’ı iktidardan uzaklaştırmak için ‘güç birliği yapma’ zorunluluğu.

2-İktidar nimetlerinden yararlanma/paylaşma azmi/arzusu.

3-Cumhurbaşkanı seçimleri için ‘Aday ben olmalıyım’ rekabeti.

Bu üç başlıktan birincisiyle ilgili fazla bir şey söylemeye gerek yok.

İkincisiyle ilgili şu söylenebilir:

Millet İttifakı’nın yerelde oluşturduğu ‘iktidar alanları’ genel iktidarla ilgili amaçlarına dair de yeterince fikir veriyor.

Geçen yılın Ekim ayında İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Grubu’nda yapılan bilgilendirme toplantısında söylenenler örneğin.

Toplantıda söz alıp konuşan CHP İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas, belediyeye mevsimlik işçilerin nasıl alınacağına dair bilgi verirken şöyle demişti:

“Çoğu arkadaşımız, ilçe başkanlarımız her şeyi biliyor ama sizler bilmiyorsunuz. 100 kişi alınıyorsa işe, 35 CHP, 15 İYİ Parti, 15 diğerleri, 20-25 de İBB kariyer üzerinden gidiyor. Süreç bu şekilde.”

Çok konuşulduğu, gündem olduğu için bu örneği verdim ama bu da ‘tekil’ bir örnek değil.

2019’daki yerel seçimlerde ittifakla kazanılan birçok belediyede, paylaşımların benzer şekilde ‘parti kontenjanları’ arasında yapılan paylaşımlarla yürüdüğü biliniyor.

Bütün bunların dışında asıl gerilim alanı ise, Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda yaşanan görüş farklılıkları nedeniyle ortaya çıkmış durumda.

Karşılıklı ‘yatıştırma’ sözlerine rağmen, bu konuda bir taktik savaşı yaşandığı ortada.

Güreşçilerin asıl güreş başlamadan önce yaptıkları ‘peşrev çekme’ hareketleri ile ‘güçlerin denenmesi’ süreci yaşanıyor şu an.

Meral Hanım’ın Ekrem İmamoğlu’nu Fatih Sultan Mehmet’e benzeterek göklere çıkardığı konuşmasından kısa bir süre sonra İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı konusunda frene basmasını bir diğerinden bağımsız, kendi başına gelişen iki ayrı hadise olarak mı görüyorsunuz yoksa?

Meral Akşener'den CHP'li İmamoğlu'na Fatih Sultan Mehmet benzetmesi: Aynı senin gibiMeral Akşener'den CHP'li İmamoğlu'na Fatih Sultan Mehmet benzetmesi: Aynı senin gibi

Ben öyle görmüyorum.

Bir bütünlük içinde baktığımda şunları görüyorum:

Belli ki, Akşener o sözleriyle Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda da ‘tekil hareket etme’ eğilimi gösteren CHP Genel Merkezi’ne bir göndermede bulunmuş oldu.

Benim adaylığımı ciddiye almazsanız, ben de sizin aday olmasını istemediğiniz kişiyi öne çıkarırım demiş oldu.

Tabii bu ‘pohpohlama’, İmamoğlu’nun adaylığına karşı olduğunu açıkça duyuran Kılıçdaroğlu ve kurmaylarını rahatsız etti.

İmamoğlu’na bu rahatsızlık, “CHP’li bir belediye başkanı olduğunu unutma” mesajıyla iletildi, ya da öyle hissettirildi.

O da, mesajı aldım mesajını vermek için “Aklımda bir tek İstanbul var. Daha yukarılarda gözüm yok” anlamına gelen o malum açıklamasını yaptı.

Mülakat kariyeri olmayan ama CHP yönetimine yakınlığı ile bilinen bir akademisyene bu demeci vererek, Kılıçdaroğlu ve yakın kurmaylarına “Bakın bunları size söylüyorum, siz üzerinize alının” demiş oldu.

Ekrem İmamoğlu aday olmadığını ilan etti mi?Ekrem İmamoğlu aday olmadığını ilan etti mi?

Peki, bu sözleri İmamoğlu’nun adaylık yarışından çekildiği anlamına gelir mi?

Hiç sanmıyorum.

Vazgeçmeyecek, o da, kendi kozlarını son ana kadar kullanmaya devam edecektir.

KAYNAK: YENİ ŞAFAK

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner60

banner64

banner49

banner63