Yerli Savunma Sanayi Büyüyor Dağlıoğlu Dünya Pazarında

Sayın Fatih Dağlıoğlu silah hayranlığı sizde nasıl başladı. Bunu bize anlatır mısınız?
Dağlıoğlu: Benim babam silah tamircisiydi. Ben küçük yaşlarımdan itibaren babamın yanındaydım. Sekiz yaşındaydım ilk tamir atölyesine girdiğimde... Babamın eline tornavida verirdim. Yere çekici düşse alır çekici verirdim eline. İlk olarak bu sevda böyle başladı bizde... 2014 yılında kadar ben tamircilik olarak devam ettim. Silah tamiri yapıyordum. Aynı zamanda av tüfeği bayiliği işletmeciliğim vardı.
2014 yılında ise bir korucunun elindeki AK 47 silahını tamir ettim. Bu silah elimde iken bunun neden yivsizi yok diye düşündüm ve silah tamirini bırakıp bu işin peşine koştum. İlk başladığımda gerçekten bir hayaldi ve kimse inanmadı. Kime desem benim beyhude bir iş ile uğraştığımı söylediler. Bu konu ile ilgili kiminle görüşsen büyük firmaların üç yıldan beri uğraştıklarını ve başaramadıklarını söylediler. Ben yapacağım dedim ve üç ayın sonunda geceli gündüzlü çalışma neticesinde silahı ateşlemeyi başardım. Uyumadım gece gündüz çalıştım. Bu üç ay süre zarfın ne ailemi ne çocuklarımı görmedim. Yakın arkadaşlarım ve akrabalarım bile benim durumumdan edişe etmeye başladılar. Bu işin sonu ne olacak diye… 
Bu süreçte çizimler için Ankara’ya gidiyorum onları inceliyorum. Konya’ya gidiyorum makinanın içinden çıkan parçaları inceliyorum. Her bir parçanın çıkması benim heyecanımı artırıyor. Her bir aşamada silaha özlemim daha çok yükseliyordu. İlk olarak 12 kalibre çıktı ve bizim mutluluğumuza diyecek yoktu. Henüz 12 kalibreyi piyasaya sürmeden 20 ve 36 kalibresini yapmaya başladım. Etrafımdakiler yine bana ne yapıyorsun dediler. Bir yılın içerisinde bu yivsiz silahları üretmiş oldum.
Tabi yivsiz silahları üretince sizin içininizdeki yivli üretme sevdası oluştuğunu anlamamak içten değil öyle değil mi?
Dağlıoğlu: Evet...:) Esas benim içimdeki hayalim yivli üretmekti. Tabi aşama aşama biz hayalimizi gerçekleştirdik. Yivli silahlarımız gerçekten dünya standartlarında tasarlandı ve şu anda elimizdeki silah üretildi. Biz bir hayalin peşinden koştuk lakin bu hayallerimiz gerçek oldu bu silahlar şuan elimizde somut olarak tutuyoruz. Büyük bir engeli hatta engelleri aştık ve buraya kadar geldik. Tabiri caiz ise dereyi geçtik şimdi bir kaşık suda boğulmamamız için bize sahip çıkılması gerekiyor. Zira biz büyük firmalar gibi değiliz. Öz sermayemiz bu işleri buraya kadar getirdi. Ayrıca ben risk alarak buraya kadar getirdim. Her bakımdan bu bayrağı ileriye taşımak için bilgi be birikimlerimizi zenginleştirmemiz gerekiyor. Herkes benim gibi delicesine kararlı ve azimli olamaz. Ben gözümü karartım ve ne pahasına olursa olsun yapacağım dedim ve yaptım. Bundan sonra ise gerek üniversiteler ile gerekse arge merkezleri ile bizim bilgi ve birikimlerimiz bir üst seviyeye çıkmasını arzu ediyoruz. Bunun içinde dediğim gibi her türlü sorunlarımız ile ilgilenilmesini arzu ediyoruz.
Bizim ölçekte bir firmanın bu işe girmesi mümkün değil gerçeğini söylemek gerekirse. Lakin biz bu vatanı sevdalısı olarak kendime bir hedef koydum ve gece gündüz çalışarak çıkarttım. Bundan dolayı çok mutluyum.
Savunma sanayi fuarında uluslararası bir pazar için buradayız. Ürünlerimizi sergiliyoruz. İnanılmaz bir ilgi var. Bu ilgiden dolayı son derece memnunuz. 
Savunma sanayine önemli katkılarınız var. 
Dağlıoğlu: Devletimiz savunma sanayinin önemini her geçen gün daha çok önem vermekte. Bu bizi mutlu etse de bizim gibi orta ölçekli firmaları da dinlemeleri ve destek olmalarını bekliyoruz. Bizde bu savunma sanayinin kendi boyunlarında lokomotifin bir dişlisiyiz. Daha çok ileriye taşımamız için ileri teknolojiye ihtiyacımız var. Bu ileri teknolejiye ulaşmak için devletin bizim sorunlarımızı dinlemesi gerekiyor. Burada sadece kendi firmamızı kast etmiyorum. Bizim gibi birçok firma dünyaya kendini göstermesi için önümüzdeki küçük engellerin kaldırılması ile bu gerçekleşecek. Tükkiye’nin ihracatının arması bizim gibi kobilere bağlıdır.
Arge çalışmalarını nasıl yapıyorsunuz. Bu konuda eklemek istediğiniz konular var mı?
Dağlıoğlu: Yivli silah ürettik. Bunun arge çalışmalarını gerçekleştirdik ve yivli bir silah üretimi yaptık. Bu çalışmaları yaparken de devletin kaynaklarından para almadık. 
20 tane proje var elimizde biz bunları öz kaynaklarımız ile arge çalışmalarını yaptık modellemelerini yaptık ve teknik çizimleri bitti. Şayet bu konuda devlet bizi desteklemiş olsa bu çalışmaların hayata geçmesi için makine desteği olması gerekiyor. 
Ben kendi öz sermayem ile buraya kadar getirdim. Bu büyük bir başarıdır. Buradan şunu ifade etmeliyim ki Türkiye’nin savunma sanayinde yer almak için canla başla çalışıyoruz ve çalışmalara da devam edeceğiz. Türkiye’nin ihracatına katkında bulunmak için mücadelemiz devam edecek....
Ben inanıyorum ki bu çalışmalar neticesinde dünyada söz sahibi olacağız. Tabi yıllar ihmal edilen bir alan olduğu için şimdi de bazı aksaklıkların olmasını doğal karşılıyorum. Bürokrasinin de bu yeni gelişmelere ayak uydurması ve hızlanması gerekiyor. Eski Türkiye artık yok. Bugün müşebbis bir Türkiye var. Bundan dolayı gerek bürokrasi olarak gerekse üniversitelerimiz olarak gerekse mali yapılanma olarak her kurumun kendisini yenilemesi ve eski atıl alışkanlıklarını bırakması gerekiyor. Bununda zaman içersin de olacağından eminiz. Devletimizin gücünü her bakımdan yanımızda görmek istiyoruz. Yarınlarımız daha güzel olacak buna inanıyorum…