Sağlık

KKKA hastalığında ölüm oranı nedir?

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Nazif Elaldı, ülke genelinde kenelerden bulaşan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına yakalananların en az yüzde 95'inin sağlığına kavuştuğunu bildirdi.

Kırım-Kongo Kene Ateşi: Türkiye’de Sessiz Tehdit ve Başarıyla Yürütülen Mücadele

Türkiye’nin KKKA ile mücadelesinde önemli bir rol üstlenen Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Nazif Elaldı, hastalığın ülkemizdeki seyrine ve bilimsel gelişmelere dair çarpıcı bilgiler verdi.

Kenelerin Sessiz Gücü: Hyalomma Türü Başrolde

Prof. Dr. Elaldı, dünya genelinde yaklaşık 900 kene türü bulunduğunu ve bunlardan özellikle Hyalomma cinsinin KKKA’nın biyolojik vektörü olarak öne çıktığını belirtti. Türkiye’de 50’den fazla kene türü tespit edilmesine rağmen, hastalığın yayılmasında başlıca sorumlunun Hyalomma marginatum olduğu ifade edildi.

“Vücudumuza tutunan bir kene, saatler veya günler içinde 100-200 katı kadar kan emebilir. Bu süreçte henüz virüsü bulaştırmamış olabilir. Bu nedenle kene mümkünse baş kısmı koparılmadan bir bütün halinde çıkarılmalıdır.”

Yüksek Virüs Yükü, Yüksek Risk

KKKA'nın her yaş grubunda ölüme neden olabildiğini vurgulayan Elaldı, özellikle 65 yaş üstü bireylerde daha ölümcül seyrettiğine dikkat çekti. Ayrıca yapılan çalışmalar, kanda yüksek virüs yüküne sahip olan bireylerde ölüm oranlarının ciddi biçimde arttığını ortaya koydu.

“1 mililitre kanda 100 milyon virüs bulunan bireylerin yüzde 80’i yaşamını yitiriyor. Virüs seviyesi arttıkça bu oran daha da yükseliyor.”

Türkiye'de Ölüm Oranı Düşük: Nedenleri Ne?

Dünya genelinde hastalığa bağlı ölüm oranları %10 ila %30 arasında değişirken, Türkiye’de bu oran %5’in altında tutulabiliyor. Prof. Dr. Elaldı, bu başarıyı Sağlık Bakanlığı’nın etkili hasta yönlendirme sistemi, deneyimli sağlık personeli ve hızlı tanıya dayalı sevk mekanizmalarına bağladı.

“Tanı koymadaki başarı, sağlık personelinin tecrübesi ve uygun tedavi yöntemleri sayesinde hastaların %95’ten fazlası iyileşerek taburcu ediliyor. Bu durum uluslararası platformda da takdir ediliyor.”

En Sık Bacaklara Tutunuyor

Kenelerin vücutta en sık tutunduğu bölgeler bacaklar, baş-boyun ve kollar olarak sıralanıyor. Elaldı, KKKA’nın yayılmasından sorumlu olan kenelerin özellikle kırsal bölgelerde yaygın olarak gözlendiğini belirtti. Sivas ve çevresinde yapılan bir çalışmada, toplanan kenelerin %90’ının Hyalomma cinsine, bunların da %80’inin Hyalomma marginatum türüne ait olduğu tespit edildi.

Tedavi ve Aşı Geliştirme Süreci

KKKA tedavisinde destekleyici tedavi ön planda yer alıyor. Damar yolu ile sıvı ve kan ürünlerinin verilmesi, solunum ve dolaşım desteği, gerektiğinde diyaliz uygulamaları gibi yöntemler etkili oluyor.

Aşı konusunda da umut veren gelişmeler yaşanıyor. Türkiye’de geliştirilen yerli bir inaktif aşının faz 1 çalışmaları tamamlandı. Ayrıca, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi ve Kars Kafkas Üniversitesi’nin de içinde bulunduğu uluslararası bir proje kapsamında DNA ve mRNA temelli iki yeni aşı üzerinde çalışılıyor. DNA temelli aşının klinik araştırmaları ise hâlen devam ediyor.