Bu Washington ziyareti, ABD-Suriye ilişkilerinde yalnızca sembolik değil, pratik düzeyde de bir kırılmayı işaret ediyor. Ancak bu kırılmanın meyvelerini görmek için hem Suriye’nin iç politikasında somut reform adımları atması hem de ABD ve diğer uluslararası aktörlerin güven tesisine önem vermesi gerekiyor. Yapılacak görüşmeler ve alınacak kararlar, sadece Suriye için değil, bütün bölge için dönüştürücü potansiyele sahip.
ABD-Suriye İlişkilerinde Milat mı? İlk İzler ve Değerlendirme
Washington DC, tarihî bir diplomatik döneme ev sahipliği yapıyor. 25 yıl sonra Suriye’den gelen ilk üst düzey resmi ziyaret, yaptırımların kaldırılması ve ekonomik işbirliğinin yeniden şekillenmesi yönünde büyük işaretler taşıyor. Ancak bu süreç sadece iki ülke arasında değil, bölgesel dengeler ve uluslararası aktörler açısından da kritik etkiler oluşturabilir.
ABD Medyasının Genel Bakışı
-
Reuters: Suriye Dışişleri Bakanı Asaad al-Shibani’nin Washington ziyareti, ABD’nin Suriye ile ilişkilerinde “politik rotanın değiştiğinin” bir göstergesi olarak veriliyor. Al-Shibani’nin yaptırımların kaldırılması için Kongre ile yapacağı görüşmeler, ABD’nin Suriye’ye yönelik izolasyon politikasında önemli bir dönüm noktası olabileceği yönünde yorumlanıyor. Axios+3Reuters+3Reuters+3
-
AP News: Medya kurumu ziyareti “tarihi” olarak tanımlıyor; Suriye’nin uzun süreli iç savaştan ve uluslararası izolasyondan çıkma çabalarıyla birlikte, Batı’nın yeniden diplomatik ve ekonomik bağlantılar kurma niyetinin altını çiziyor. Ancak yaptırımların kaldırılmasının somut etkilerinin zaman alacağı ve pratik engellerin hâlâ mevcut olduğu vurgulanıyor. AP News+2AP News+2
-
Axios: ABD Kongresi’nden bazı senatörler (örneğin Lindsey Graham) tarafından Shibani’nin ziyaretiyle birlikte “Caesar Yasası” gibi yaptırımların kaldırılabilme ihtimalinin değerlendirildiğini bildiriyor. Reuters+1
-
The Washington Institute / Analiz Odaklı Yayınlar: Uzun vadeli istikrar, şeffaflık, hukuk devleti ve terör karşıtı mekanizmaların işleyişi gibi kriterlerin Suriye’nin normalleşmesi için kritik olduğuna değiniyor. Ayrıca, ABD’nin bölgesel müttefiklerinin beklentileri, özel sektörün güveninin yeniden tesis edilmesi ve insani durumun iyileştirilmesi gibi pratik hususlara dikkat çekiliyor. Washington Enstitüsü
Güçlü Sinyaller Ama Biriken Sorular
Artıları:
-
Diplomatik Normalleşme: Suriye ile ABD arasında yıllardır kopuk olan diplomatik temasların yeniden başlaması, izolasyonun sona erme ihtimaline dair umutları artırıyor.
-
Yaptırımların Hafifletilmesi: “Caesar Yasası” ve diğer ekonomik yaptırımların kaldırılması, Suriye’nin ekonomisinin küresel finans sistemine yeniden bağlanması açısından kilit. Bu, ticaretin, yatırımların ve insani yardım akışının artmasına olanak sağlayabilir.
-
Bölgesel Denge ve Güvenlik: Terörle mücadele, sınır güvenliği ve bölgesel istikrar konuları bu süreçte önemli yer tutuyor. ABD basını, özellikle HTS, IŞİD, İran etkisi gibi alanlarda yeni Suriye hükümetinin sorumluluk alacağına dair beklentileri aktarıyor.
Riskler ve Zorluklar:
-
Geçmişin Gölgesi: Suriye’nin HTS (Hayat Tahrir al-Sham) ile geçmiş bağları, insan hakları ihlalleri ve savaş suçu iddiaları hâlâ ABD ve batılı kamuoyunda büyük bir güvensizlik unsuru. Basın ve uzmanlar, bu konularda net adımlar ve hesap verilebilirlik talep ediyor. Al Jazeera+1
-
Yaptırımların Tamamen Kalkmaması: Beyaz Saray’ın bazı yaptırımları, özellikle terörle mücadele, insan hakları ihlalleri ve eski rejim yetkilileriyle ilişki gibi alanlarda devam ettirme eğilimi var. Bu da ekonomik normalleşme sürecini yavaşlatabilir. U.S. Department of the Treasury+2Arab Center Washington DC+2
-
Somut Sonuçların Gecikmesi: Basın yorumlarında, halkın ve özel sektörün beklentileri yüksek olsa da yaptırım kaldırma, finans kuruluşlarının risk algısı, yatırımların gelmesi, altyapı projeleri gibi pratik adımların etkisinin görünmesinin zaman alacağı vurgulanıyor. Al Jazeera+1
Bölgesel ve Türkiye Açısından Olası Etkiler
-
Türkiye için bu diplomatik değişim hem fırsatlar hem de dikkat edilmesi gereken hususlar barındırıyor. Suriye sınırında güvenlik, mülteci meselesi, ticaret ve transit koridorlar gibi konularda Türkiye’nin çıkarları büyük.
-
Ayrıca, Suriye’nin yeniden inşası sürecine Türkiye’nin dahil olması, hem ekonomik olarak hem de politik olarak Ankara’nın bölgesel statüsünü güçlendirebilir.
-
Ancak Türkiye’nin de Suriye’deki terör unsurlarının temizlenmesi, güvenlik garantileri, enerji ve su paylaşımı gibi hassas konularda ABD ile ortak bir tutum geliştirip geliştiremeyeceği kritik olacak.