Uğur İbrahim Altay…

2018 yılından beri Konya Büyükşehir Belediye Başkanı…

AK Parti’nin yaptırdığı anketlere göre 24 yaş altı gençler arasında popülaritesi en yüksek ve aldığı destek en güçlü belediye başkanı olarak onun ismi öne çıkıyor. 

2019’da yüzde 70 bandında oy almış Konya’da Uğur Bey. 

31 Mart’ta yine aynı oranları yakalaması bekleniyor. 

KONYA SİYASETTE KOLAY BİR ŞEHİR DEĞİL. 

Bir CHP’liye sorsanız “Konya’dan zaten başka ne beklenir” cevabını alırsınız. 

Ama aslında siyaseten ‘kolay’ bir şehir değildir Konya. 

Geçmişinde başkentlik yapan hemen bütün şehirler gibi siyaseti zor bir şehirdir. 

Öyle oylar çantada keklik diye bir durum söz konusu değildir yani. 

Bunun açık kanıtı 14 Mayıs seçimleri. 

Son seçimde AK Parti’nin oyu yüzde 50’nin altına indi Konya’da. (Yüzde 48,07)

Yani mesaj vermek istediğinde bu mesajı gayet net bir şekilde verebilen bir şehir burası. 

GENÇLERE DÖNÜK ESASLI DOKUNUŞLAR…

Şimdi Uğur İbrahim Altay’ın gençler arasındaki popülaritesine, aldığı yüksek desteğe ve bunun gerekçelerine bakalım.

Başkanlığını yaptığı Dünya Belediyeler Birliği’nin toplantısını izlemek üzere gittiğimiz Barselona’da toplantılardan kalan zaman diliminde Uğur Başkan’la uzun uzun sohbet ettik. 

Ama buna dair kendisinden sadece “Gençlerle aram iyi” cümlesini işittim. 

Seçime giderken ballandıra ballandıra anlatabilirdi pekâlâ ama böyle yapmadı. 

24 yaş altı gençler arasında en yüksek desteğe sahip belediye başkanı olduğu bilgisini de yakın ekibinden öğrendim. 

Bunun en önemli gerekçesi, Konya nüfusuna kayıtlı gençlere dönük ince dokunuşlar. 

Mesela şimdiye kadar 11’inci sınıf ve son sınıf öğrencisi takriben 80 bin Konyalı hızlı trenle İstanbul’a götürülüp getirilmiş. 

Ayasofya, Boğaz turu, Eyüp Sultan gezisi ve Konya’ya dönüş. 

Ayrıca üniversiteye hazırlanan 12’inci sınıf öğrencileri için yılda iki kere 1500 lira burs veriliyormuş. 

Bu durumda olup da müracaat eden yaklaşık 24 bin lise öğrencisi bu haktan yararlandırılmış. 

“KİMSE YOK KENDİM GELDİM…”

Başka ince dokunuşlar da var işin içerisinde. 

Doğum günü hediyeleri mesela. 

Ama bu saygınlığın arkasında daha başka hasletler de var. 

Mesela Uğur İbrahim Altay öyle çakarlı arabalar, eskortluk yapan araçlar, korumalarla falan dolaşmıyormuş Konya’da. 

Ziyaretlerde, kendi başına gittiği programlarda insanlar, “Kimlerle geldin” diye sorular yöneltiyormuş. 

“Kimse yok, kendim geldim”, ya da “Hanımla geldim” şeklinde cevaplar…

Belediye yöneticiliği anlamında da örnek alınacak bir tarzı ve yönetim anlayışı var Uğur Bey'in.

BELEDİYEDE PERSONEL ALIMINDA UYGULANAN TİTİZ KURALLAR

Mesela…

Belediyeye personel alımı yapılırken mevcut personelin birinci derece akrabası olanlardan bir kişinin bile işe alınmasına izin vermiyormuş. 

Kendi koyduğu bu kuralı tavizsiz bir şekilde uyguluyor. 

Belediyede üst düzey görevi bulunan bir yetkili, böyle bir girişimde bulununca kendisine “istifa etsin” diye haber gönderiyor. 

“Arpalık” diye bir tabir vardır ya. 

Buna izin vermemek adına böyle bir kural koyup özenle uygulamak…

Ne kadar güzel değil mi?

Keşke herkes böyle davransa diye içinizden geçmedi mi? 

Böylece belediyenin, kamunun imkanlarının kullanımı konusunda şehrin bu imkanlara erişimi anlamında adil, güven verici bir yönetim anlayışı karşımıza çıkmış oluyor.

BELEDİYEDE KADRONUN ŞİŞİRİLMESİNE İZİN VE MÜSAMAHA YOK

Yine Uğur İbrahim Altay’ın yönetim anlayışı anlamında başka bir örnek…

Belediyede çalışan toplam personel sayısı 10 bin civarında imiş ve Uğur Bey bu rakamın artırılmasına asla izin vermemiş. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden bir örmek vereyim:

İBB’de Ekrem İmamoğlu dönemi başladığında (2019 yılında) 78 bin 934 kişi çalışıyor imiş. 

Bu rakam şu an 92 bin 176 kişiye yükselmiş durumda. 

Ayrıca sadece bu 5 yıl içerisinde 47 bin 471 işe alınırken, 33 bin 725 çalışan İBB’den ya ayrılmış ya da il akdine son verilmiş. 

Bu rakamların yansıttığı şöyle bir çarpıcı veri de var:

İBB’de 2019 öncesinde işe başlayıp çalışmaya devam eden personelin oranı yüzde 10 bandına kadar gerilemiş durumda. 

Bu belediye hafızasının nasıl zayıflatıldığını göstermesi bakımından son derece dikkat çekici bir durum değil mi?

Uğur Bey'e geçen sene 6 Şubat depremleri olduğunda gösterdiği refleksi ve haber alır almaz Hatay’a gidişini, orada yaşadıklarını, yaptığı hizmetleri sordum. 

İçme suyu şebekesinin tamiri dahil köklü çözümlerin üretildiği iz bırakan işler yaptı orada Konya Büyükşehir Belediyesi. 

Uğur Bey Hatay’a gittiğinde ilk 10 gün arabada yatıp kalkmış. 

Tuvalet ihtiyacı olmasın diye yemek yemekten bile imtina etmişler epeyce bir süre. 

“HATAY’DAN HİÇ AYRILMADIK”

“Hatay’dan hiç ayrılmadık” dedikten sonra şöyle şeyler anlatıyor Altay: 

“Konya Valisi Vahdettin Özkan ile birlikte ilk gün bölgeye ulaştım ve uzun süre hiç ayrılmadan Hatay’da kaldım. Konya’da bir araya getirilen ve 622 tırdan oluşan yüzbinlerce yardım kolisi, Büyükşehir Belediyemiz ve ilçe belediyelerimizin koordinasyonunda bölgeye ulaştırıldı.

“168 VATANDAŞIMIZI KURTARDIK”

“Depremin hemen ardından Hatay’dan tahliye işlemi başlattık. 8 bine yakın depremzedeyi şehirden çıkardık. Konyalılar depremde evini kaybeden vatandaşlara evlerinin kapılarını açtı.

Konya Büyükşehir Belediyesi olarak ilçe belediyelerimiz ile birlikte toplamda 3 bin 369 personelle bölgede çalışmalar yürüttük. Büyükşehir Belediyesi Arama-Kurtarma ekiplerimiz 168 vatandaşımızı enkazdan sağ olarak çıkarmayı başardı.”

İşin açıkçası, belediyecilik hizmetleri ve yönetim anlayışı bakımından Konya Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Uğur İbrahim Altay’ın yönetim tarzı/anlayışından alınacak güzel dersler var. 

Yerel seçim takviminin hızla ilerlediği şu günlerde özellikle de. 

Kaynak: haber7