Şanlıurfa’daki Göbeklitepe, yalnızca insanlık tarihini değil, evreni algılama biçimimizi de kökten değiştiren bir keşif olarak kabul ediliyor. 12 bin yıl öncesine, yani çanak-çömlek üretiminin dahi bilinmediği bir döneme tarihlenen bu arkeolojik alan, klasik tarih anlayışını altüst etti. Göbeklitepe’nin en önemli özelliği, yerleşik yaşam başlamadan önce inşa edilmiş ilk inanç merkezi olması. TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİREN BULUŞ Çanaksız-Çömleksiz Neolitik Çağ’da yaşayan insanlar, henüz tarım yapmıyor, kalıcı yerleşimlerde bulunmuyordu. Buna rağmen, tonlarca ağırlıktaki T biçimli dikilitaşları oyarak dairesel tapınaklar haline getirdiler. Bu durum, “İnsanlar önce yerleşti, sonra tapınak yaptı” görüşünü tamamen geçersiz kılıyor. Göbeklitepe, insanların inanç birliği etrafında organize olabildiğini ve ruhsal motivasyonun teknolojik gelişimden önce geldiğini gösteriyor. DAİRESEL YAPI VE SEMBOL DİLİ Göbeklitepe’nin dairesel planı, kadim inançlarda yer alan “yaşam döngüsü”nü simgeliyor: Doğum, ölüm ve yeniden doğuş. T biçimli sütunlarda yer alan kabartmalar; akbaba, akrep, yılan ve sepet gibi semboller, insanlığın kolektif bilinçaltında yer etmiş arketiplerin izlerini taşıyor. Bu figürler, ruhun bedenden ayrılışını, bereketi, yeraltı dünyasını ve doğa döngüsünü anlatıyor. Klaus Schmidt’in de ifade ettiği gibi, Göbeklitepe yalnızca bir tapınak değil; aynı zamanda ölüm kültü, toplumsal hafıza ve göksel düzenle ilgili derin bir inanç sisteminin merkeziydi. BİLİMSEL AÇIDAN GÖBEKLİTEPE’DE ENERJİ VAR MI? Son yıllarda bazı araştırmacılar, bölgedeki manyetik alan farklılıkları ve taşlarda ölçülen doğal rezonans frekanslarının “enerji alanı” iddialarına zemin hazırladığını belirtiyor. Ancak bu durum, jeolojik olarak olağan sayılıyor. Bölgedeki kireçtaşı yapısı, yer altındaki su damarlarıyla birlikte doğal elektromanyetik titreşimler üretebiliyor. Bilim insanları, bu ölçümleri “doğal enerji salınımları” olarak yorumlarken; spiritüel araştırmacılar Göbeklitepe’nin dünyanın kadim enerji hatlarıyla (ley lines) kesiştiğini savunuyor. Bu görüşe göre Göbeklitepe, Mısır piramitleri ve Stonehenge gibi noktalarla aynı küresel enerji ağının parçası olabilir. KUTSAL BİR MERKEZİ KORUMA GELENEĞİ Göbeklitepe’nin üstünün bilinçli biçimde kapatılmış olması, “kutsalı koruma” anlayışıyla açıklanıyor. Antik toplumlar, işlevini tamamlamış dini merkezlerin üzerini kapatarak hem doğa hem de zaman karşısında koruma altına alırlardı. Bu durum, Göbeklitepe’nin bir felaketle değil, bilinçli bir ritüelle kapatıldığını düşündürüyor. İNSANLIĞIN BİRLİK RUHU Göbeklitepe’nin inşası, binlerce insanın organize biçimde ortak bir amaca yöneldiğini gösteriyor. O dönemin koşullarında böyle bir işbirliği, yalnızca inanç gücüyle açıklanabilir. Bu da insanın, maddi gelişimden önce manevi bir bilinç düzeyine ulaşabildiğini kanıtlıyor. Bugün Göbeklitepe, sadece bir arkeolojik alan değil; insanlığın kökenine, ruhsal evrimine ve evrenle kurduğu kadim bağa ışık tutan bir sembol olarak görülüyor. Florya Gazetesi Haber Merkezi