Türkiye’nin deprem haritasını çıkaran bilim adamı Kahramanmaraş depremini bakınız nasıl tarif ediyor

08 Şubat 2023 Çarşamba 08:30
Türkiye’nin deprem haritasını çıkaran bilim adamı Kahramanmaraş depremini bakınız nasıl tarif ediyor

Doğu Anadolu Fay Hattı diye, Bingöl Karlıova’dan başlayıp, Hatay Samandağ’a kadar uzanan, 75 kilometre genişliği, 700 kilometre uzunluğu olan bir alana deniyor.

1939 kışında Erzincan’ı yerle bir eden 7,9 büyüklüğündeki depremden sonra, Tokat/Niksar’a kadar olan fay hattındaki enerji boşalmıştı.

6 Şubat sabahı Pazarcık’ta (7,7 büyüklüğünde), aynı gün öğleden sonra Elbistan’da (7,6 büyüklüğünde) meydana gelen büyük depremlerle ilgili ABD’li afet uzmanı Chad Myers şöyle diyor:

“Bir merkez üssünden ziyade, merkez hattından bahsediyoruz. Devasa Arap ve Avrasya tektonik plakalarının buluştuğu 100 mil (160 kilometre) uzunluğundaki hat boyunca yeryüzü kaydı.”

500 yıldır biriken enerjinin boşalmasıyla ortaya çıkan, 100 yılın en büyük deprem felaketi…

Danimarka ve Grönland Ulusal Jeoloji Araştırmaları Kurumu’da bir açıklama yapmış.

“Türkiye’deki deprem o kadar şiddetliydi ki, Danimarka ve Grönland’da sarsıntılar ölçüldü.” diye.

100 YILIN EN BÜYÜK DEPREM FELAKETİ. MARMARA DEPREMİNDEN DAHA BÜYÜK

Depremler sonrası televizyonlarda izlediğiniz Türkiye’nin fay haritasını hazırlayan ekipte yer alan deprem uzmanı Prof Ali Koçyiğit, Bu deprem çok büyük bir deprem olduğu için çıkan enerji göçü ana depremin kaynağına yakın olan diğer fayları da harekete geçirdi” diyor.

Yani, aynı gün içinde saat farkıyla artçı değil, tetikleme ile gelen ayrı ayrı depremler…

Gaziantep Islahiye (6,5) ve devamında Elbistan’da (7,6) yaşanan bağımsız depremlerden söz ediyorum.

Prof. Koçyiğit, 7,7 büyüklüğündeki ilk büyük depremin yaşandığı bölgeyi, şöyle tarif ediyor:

“Burası çok sayıda fayın hem kollara ayrıldığı hem kesiştiği hem de fayların 50-60 derece kadar büküldüğü yani hareketin kilitlendiği enerjinin de 510 yıldır biriktiği yer. 510 yıllık bir enerji birikimi var.”

Peki, 17 Ağustos 1999 büyük Marmara depremi ile kıyaslandığında, bu depremle ilgili ne söylenebilir?

Prof. Koçyiğit, “Bu daha büyük” diyor:

“17 ağustos depreminin bir kopyasının biraz daha büyüğü diyebiliriz”

Marmara depreminin biraz daha büyüğü derken, 04.17’de gelen birinci depremden söz ediliyor.

Elbistan merkezli ikinci depremle birlikte tabloyu düşündüğünüzde nasıl bir korkutucu durumla karşı karşıya olduğumuz daha iyi anlaşılıyor.

KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARI HIZLANMALI, BİNALARIN GÜÇLÜ ŞEKİLDE YENİLENMESİNDEN BAŞKA ÇARE YOK

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un 3 ay kadar önce yaptığı bir açıklama var.

2012 yılında başlatılan kentsel dönüşüp projelerinde yakalanan pozitif ivmeyi yansıtan bir açıklama bu.

Aktarayım:

"3 milyon 200 bin konut yenilendi, 81 ilde 922 ilçede 250 bin konutun dönüşümü sürüyor. 6,6 milyon ev ve iş yeri denetimi tamamlandı. 24 milyon vatandaşımız depreme dayanıklı konutlarda oturuyor." 

Bakan Kurum aynı açıklamasında, 2035 yılını hedef gösterip, “Deprem riski olan bölgelerde kentsel dönüşüme girmemiş yapı kalmayacak” diyor.

2011 yılında Van’da, devam eden yıllarda Elazığ/Malatya, İzmir ve 23 Kasım’da Düzce’de yaşanan depremlerde, 2000 yılında çıkarılan deprem yönetmeliğine göre inşa edilen binaların güçlü bir mukavemet sergilediği görüldü.

BELEDİYELER DE SORUMLULUK ALMALI, ALGI KAMPANYALARINA DEĞİL, CİDDİ, ÇÖZÜM ODAKLI İCRAATLARA İHTİYAÇ VAR

Bu, sadece merkezi yönetimin çabalarıyla yürüyecek bir iş değil.

Belediyeler, yerel yönetimler neler yapıyorlar, ne kadar sorumluluk üstleniyorlar?

Şimdi zamanı değil detaylarına girmeyelim ama İstanbul’da, Ankara’da belediyeler, kentsel dönüşüm anlamında depreme karşı güçlü aksiyon alma anlamında, şimdiye kadar ne yaptılar çıkıp anlatsınlar, anlatacak bir icraatları olduysa tabi.

Kahramanmaraş depremlerinin vurduğu şehirlerde yıkılan binaların arasında yeni binaların olduğu yönünde haberler de geliyor.

Bölgede görev yapmak üzere görevlendirilen savcılar, mutlaka bu konunun üstünü gideceklerdir.

Malzemeden çalan müteahhitlerin ve sorumluluğu olan kamu yetkililerinin üstünü üstüne gidip, gereken cezalar mutlaka verilmeli.

Asıl tablo, hasar tespit çalışmaları yapıldıktan sonra ortaya çıkacak ama asıl yıkımın yine eski binalarda olduğu çok açık.

10 şehirde, ki bunların yarıdan fazlası büyükşehir, 13,5 milyon nüfusun etkilendiği büyük bir sarsıntı bu…

Güçlü binalar kadar, güçlü zemin de önemli.

Amacına uygun, inşaat standartları yanında zemin etüdü sağlıklı şekilde yapılmış alanlara dönük ‘kentsel dönüşüm’ projelerine hız verilmesi dışında bir seçeneğimiz bulunmuyor.

Milletimizin başı sağ olsun.

Vefat eden insanlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner60

banner64

banner49

banner63