Wadephul, NTV ile yaptığı röportajda, Eurofighter jetlerinin Türkiye’ye teslimatının “bu yıl içerisinde (2025 içinde)” gerçekleşebileceğini söyledi. Ancak bunun için taraflar arasında imzalı bir anlaşma olması gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, bu model uçakların üretim kapasitesinin artırıldığını ve sipariş gelirse sevkiyat için hazır olabilecek kapasite bulunduğunu ifade etti.
Ancak Wadephul aynı zamanda, teslimat kararının nihai olarak şirketlerin ve üretici konsorsiyumun insiyatifinde olduğunu belirtti, yani açıklama sadece devlet düzeyindeki niyeti gösteriyor.
Türkiye ile Birleşik Krallık arasında, Eurofighter Typhoon alımı konusunda 2025’in Temmuz ayında bir mutabakat zaptı (Memorandum of Understanding, MoU) imzalanmıştı. Bu, Ankara’nın bu uçakları edinmesinin önünü açacak önemli bir lojistik ve diplomatik aşamaydı.
Almanya daha önce ihracata izin vermekte tereddüt etse de, Federal Güvenlik Konseyi (Germany’s Federal Security Council) tarafından onay verildiği bildirildi.
Almanya’nın ihracata onay vermesi, bu tip savunma sanayi ürünlerinin ihracatında kritik role sahip olan Berlin’in çekincelerini bir nebze aşmış görünüyor.
EUROFIGHTER TÜRKİYE’YE GELİRSE NE DEĞİŞİR?
Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul’un yaptığı açıklamada, Türkiye’ye Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının teslimatı için sürecin "önümüzdeki yılın ikinci yarısında başlayabileceği" belirtilmesi, Ankara’nın hava gücü dengelerinde yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor.
TÜRK HAVA KUVVETLERİ'NDE YENİ SAFHA
Türkiye’nin 5. nesil Milli Muharip Uçak KAAN projesi hızla ilerlerken, Eurofighter alımı geçiş sürecinde kritik bir “ara çözüm” olarak görülüyor. 4.5 nesil olarak sınıflandırılan Typhoon’lar, radar kesit alanı düşük, gelişmiş elektronik harp sistemleri ve çoklu hedef angajman yetenekleriyle öne çıkıyor.
Savunma analistleri, Eurofighter’ların envantere katılmasının Türk Hava Kuvvetleri’nin caydırıcılığını önemli ölçüde artıracağını belirtiyor. Özellikle Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Ege hava sahasındaki denge açısından bu hamle, bölgedeki güç projeksiyonunu yeniden şekillendirebilir.
NATO DENGESİ VE AVRUPA EKSENİ
Ankara’nın Eurofighter seçimi, NATO içi dengelerde de stratejik bir anlam taşıyor. Türkiye, ABD ile F-16V modernizasyon süreci devam ederken, Almanya, İngiltere, İspanya ve İtalya’nın ortak üretimi olan Eurofighter’ı tercih ederek Avrupa güvenlik mimarisiyle paralel bir hat çiziyor.
Bu durum, hem Almanya ile ilişkilerde yeni bir işbirliği zemini doğurabilir hem de Türkiye’nin savunma sanayii bağımsızlığını güçlendirecek teknoloji transferi fırsatlarını gündeme getirebilir.
RUSYA VE ORTA DOĞU’YA MESAJ
Türkiye’nin Eurofighter filosu oluşturması, yalnızca Batı bloğu açısından değil, Rusya ve Orta Doğu’daki aktörler nezdinde de dikkatle izleniyor. Eurofighter’ların, özellikle uzun menzilli hava-hava muharebe kabiliyetleri ve yüksek irtifa performansıyla Suriye ve Irak sahasında üstünlük yaratabileceği değerlendiriliyor.
Uzmanlara göre bu adım, Ankara’nın bölgesel güç dengelerinde “bağımsız ama NATO uyumlu” bir strateji yürüttüğünün göstergesi olarak okunabilir.
SONUÇ: STRATEJİK GEÇİŞ DÖNEMİ
Eurofighter Typhoon uçaklarının Türkiye’ye gelişi, KAAN projesi devreye girene kadar caydırıcılıkta süreklilik sağlayacak. Bu süreçte Türk Hava Kuvvetleri’nin pilot eğitim doktrini, bakım altyapısı ve elektronik harp sistemleri Avrupa standardına yaklaşacak.
Sonuç olarak, Eurofighter Türkiye’ye gelirse, bu sadece bir uçak teslimatı değil, Türkiye’nin yeni stratejik yöneliminin sembolü olacak.
Kaynaklar:
Reuters, Deutsche Welle, Defense News, Anadolu Ajansı, BBC Türkçe
Florya Gazetesi Haber Merkezi