Halvetî Yolunun Büyüklerinden Kasım Yağcıoğlu Hocaefendi Hakk’a Yürüdü
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Halvetî-Şâbânî yolunun büyüklerinden, Bereketzâde Camii’nin emekli imam hatiplerinden Hafız Kasım Yağcıoğlu’nun Fatih Camii’nde düzenlenen cenaze törenine katıldı. Manevi dünyada “Kasım Baba” olarak bilinen Yağcıoğlu, ömrünü ilim, irşat ve hizmet yolunda geçirmiş, Halvetî meşrebinin edep ve teslimiyet anlayışını en güzel şekilde temsil etmiş gönül erlerindendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Vefa Dolu Veda
Cenaze törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra eski TBMM Başkanı Mustafa Şentop, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, ailesi, talebeleri ve çok sayıda seveni katıldı. Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, “Kasım Hocamız irfan yolunun öncülerindendi. Halvetî geleneğinin edepli ve hikmetli bir temsilcisiydi. Yetiştirdiği talebelerle, yaptığı sohbetlerle nice gönüllere Hakk'ı sevdirdi. Rabbim makamını âli eylesin” dedi.
Sosyal medya hesabından da taziye mesajı paylaşan Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
“Bugün dâr-ı bekâya uğurladığımız, Bereketzâde Camii İmam Hatiplerinden Hafız Kasım Yağcıoğlu Hocamıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Kıymetli hocamızın ailesine, yakınlarına, sevenlerine ve yetiştirdiği on binlerce talebesine sabrıcemil niyaz ediyorum.”
Halvetî Yolunun Sessiz Gönül Erlerinden Biriydi
Kasım Yağcıoğlu, Halvetî-Şâbânî yoluna bağlı olmakla birlikte, özellikle Halvetî yolunun edep, tevazu ve hizmet esaslarına sımsıkı bağlıydı. Onun tasavvuf anlayışı, “Allah ile beraber olma hali”ni diri tutmayı esas alırdı. Bereketzâde Camii’nde yaptığı sohbetler, zikir halkaları ve irşad çalışmalarıyla binlerce gönle dokundu.
Necmettin Erbakan iki milli görüş yolunda dost idiler
Kasım Yağcıoğlu, Milli Görüş lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile de yakın dosttu. İskenderpaşa Cemaati’nde aynı manevi eğitimden geçmiş iki gönül insanıydılar. Biri siyasette ümmete hizmet ederken, diğeri irfan yolunda taliplerine rehberlik etti. İki dost, Allah için birbirlerini sever, manevi sohbetlerinde ümmetin geleceği için dualar ederlerdi.
Tasavvufa Dair Derin Anlatımları ve Teslimiyet Vurgusu
Kasım Yağcıoğlu Efendi, sohbetlerinde Halvetî yolunun esaslarına sık sık değinir, özellikle teslimiyetin önemini vurgulardı. Onun kendi ifadeleriyle bu anlayışı şu şekildeydi:
“Kelime olarak halvet; örtünme, aklanma ve bilinmeyen hazine manalarına gelir. İnsan bazen tanıyamaz kendini, zor keşfeder. Burada bir Halvetî müntesibi, kişinin kendini tanımasına, görmesine, kendindeki hazineleri keşfetmesine yardımcı olur. Bunun için de bizim yolumuzda teslimiyet öncelikle önemlidir. Teslimiyet, bize Peygamber Efendimizin dedesi İbrahim (a.s.)’dan gelmiştir. Bu teslimiyet öyle bir teslimiyettir ki; ‘Ben sana çok güveniyorum’ demektir. Teslim olmak, teslim olduğuna çok güvenmektir. Allah’a teslim oldum dedikten sonra bütün dünya sana düşman olsa, sen hiç korkma! Onun varlığının içinde başka bir güçten korkma! İnsan yaratıcısının yanında bir beşer ve fanidir ve öyle durması gerekir. Biz o faniliği yaşayamıyoruz.
Tevhidde bir usul vardır: ‘Lâ maksude illallah, lâ mevcude illallah, lâ faile illallah.’ Sen Allah’ın varlığında fânî olabildin mi bir kere? Öyle lafla değil, özüyle, sözüyle fânî oldun mu? Başından yağmur gibi atom bombaları yağsa yine sana bir şey olmaz. Çünkü O var! Onun gücünü, kuvvetini her an hissediyorsun. Onun kudretinin yanında dünyadaki bütün insanların gücü hiçbir şeye yaramaz.”
“Kur’ân-ı Kerim’de Allah, Nemrut’u misal göstermiştir. Nemrut’un ateşinin ne kıymeti olur Cenab-ı Hakk’ın kudreti yanında? Orada gerçek olan, İbrahim (a.s.)’ın teslimiyetiydi ve bu teslimiyet, Halvetî yolundan bize kadar gelmiştir elhamdülillah.”
“Bu teslimiyet bizde yoksa da, içimizde bir kişide vardır. Bir kişi dahi, inşallah çoğumuzun kurtuluşuna vesile olur.”
“Halvetiye’de bu teslimiyet aranır. Bunun karşısında en büyük engel ise enaniyet ve benliktir. İkincisi ucub (kendini beğenme) hâlidir. Bunlardan uzak durmak lazımdır. ‘Bana bunu desinler, şunu söylesinler’ dersen olmaz. ‘Şöhret olayım’ diye yaşarsan yine olmaz. Çekil bir kenara, ayrı bir hâl içinde ol. Ve o hâl içinde de ayrı bir hâle bürün. Hâlin içinde hâl olarak yaşamak lazımdır. Halvetîlik işte budur: Allah’la beraber olma sanatıdır.”
Manevi Yolculuğunda Rehberdi
Pir-i Halvetî Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri’nin türbesinde yaptığı ziyaret sırasında da şu nasihatlerde bulunmuştu:
“Velilerin türbeleri, Allah’ın dostları oldukları için kıymetlidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: ‘Kabir ehlinden yardım isteyiniz.’ Ama bu isteme dünyalık menfaat değildir. Bizde böyle; buradaki zat gibi İslam'ı yaşayalım, anlayalım ve anlatalım şeklinde olmalıdır. Kur’an okunur, dua edilir ve ölüm tefekkür edilirse böyle ziyaretler istifadeli olur.”
“Şaban-ı Veli Hazretleri bildiğiyle amel etmiş, insanları birinden ne yüksek, ne aşağı görmüş. ‘Bunların yaratıcısı Allah'tır, benim de vazifem bu insanlara hizmet etmektir’ diyerek devam etmiştir. Bu Allah'ın lütfudur. Onlardaki Allah sevgisinden dolayı Rabbim onları bizlere hâlâ unutturmuyor. Bundan dolayı onların türbesine gelenler de etkileniyor. Kimisi ‘Ya Rabbi, beni de bu mübarek gibi yap’ diye dua ediyor.”
“Yalnız ‘bana evlat, koca ver’ gibi istemek bize yakışmıyor. Ne yapmak lazım? ‘Ya Rabbi, bu mübarek zata bahşettiğin gibi bana da bahşet ki, ben de böyle İslam’ı yaşayayım’ diyerek dua etmek gerekir.”
Hayatı Boyunca İlim ve Hizmetle Meşgul Oldu
1934 yılında Giresun Alucra’da dünyaya gelen Hafız Kasım Yağcıoğlu, küçük yaşlardan itibaren Kur’an eğitimi aldı. İlim yolculuğu onu Samsun ve İstanbul’a taşıdı. 1959-1965 yılları arasında memleketi Alucra Boyluca Köyü’nde imamlık yaptıktan sonra, 1970 yılında İstanbul Karaköy’de göreve başladı. 1977’de Bereketzâde Camii’ne tayin oldu ve burada 35 yıl boyunca ilim, irfan ve hizmet sundu.
Üniversite öğrencilerine burslar sağladı; cami avlusunda buluştuğu gençleri hem maddi hem manevi olarak destekledi. Öğle namazlarından sonra talebelerine yemek ikram etmeyi hiç ihmal etmedi. Görev süresi boyunca binlerce öğrenci onun dizinin dibinde ilim öğrendi; gönül terbiyesi gördü.
“Âlimin Ölümü, Âlemin Ölümüdür”
Kasım Yağcıoğlu’nun vefatıyla birlikte “Âlimin ölümü, âlemin ölümüdür” hadisinin manası bir kez daha gönüllerde hissedildi. O, ilmiyle amel eden, bildiğini yaşayan ve yaşatan Halvetî yolunun mümtaz bir büyüğüydü.
Sevenleri, “O, sükût ehli bir âlimdi. Sözü az, tesiri çoktu. Tevazusu zirvedeydi; ancak irfanı dağlar gibiydi” diyerek, ona olan muhabbetlerini dile getirdi.
Rahmetle Yâd Edildi
Fatih Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından, “Allah rahmet eylesin, makamı âli, mekânı Firdevs cenneti olsun” dualarıyla memleketi Alucra’ya uğurlandı. Kabri başında Kur’an-ı Kerim tilavetleriyle ve dualarla ebedi âleme tevdi edildi. Talebeleri, onun bıraktığı ilim ve hizmet mirasına sahip çıkacaklarının sözünü verdi.
Halvetî Yolunun Büyüklerinden Kasım Yağcıoğlu’na Rahmetle…
Ömrünü tasavvuf yoluna ve ümmete hizmete adayan Hafız Kasım Yağcıoğlu, Halvetî-Şâbânî meşrebinin yaşayan bir irfan sultanıydı. Onun yolu, sohbetleri ve öğütleri, gönüllerde yaşamaya devam edecek.
🕊️ Ruhu şad, makamı cennet olsun. Dostları ve talebeleriyle Kevser havzında buluşmayı Rabbimiz nasip eylesin.