Türkiye terörle mücadelede Amerikan eksenine girer mi

23 Nisan 2024 Salı 06:00
Türkiye terörle mücadelede Amerikan eksenine girer mi

Gözümüz, Bağdat ve Erbil’deyken, aklımızda deli sorular. Soruların elbet nedenlerinden en büyüğü aynı gün aynı saatlerde Türk bürokratlarının, Ankara’da Amerikalılarla terörle mücadele bağlamında toplantı yapıyor olması.

AMERİKA TERÖR ÖRGÜTLERİ PKK’NIN, FETÖ’NÜN, YPG/PYD’NİN EN BÜYÜK HAMİSİ DEĞİL Mİ?

Türkiye’nin, Suriye’de ve Irak’ta mücadele ettiği PKK’nın en büyük hamisi…

2016’nın 15 Temmuz’unda bugün açılış yıl dönümünü kutladığımız Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni (TBMM) bombalayan, 253 vatan evladını şehit eden 2 binden fazlasını yaralayan FETÖ’cü alçakların koruyucusu…

Ele başı Fetullah Gülen’i, bağrında beslemeye devam eden Amerika, tam da PKK’nın Irak’taki varlığını bertaraf etmek üzere tarihi bir ziyaretin yapıldığı gün elemanını gönderip Başkent Ankara’da “terörle mücadelede ortak hareket nasıl yapabiliriz” bağlamıyla Türk bürokratlarla buluştuyor, iyi mi?

Aklımızda deli sorular olmasın da ne olsun Allah aşkına..!

ERDOĞAN BAĞDAT’TAYKEN AMERİKA’NIN ELEMANI ANKARA’DA..!

Türkiye ile ABD arasındaki ikili Terörle Mücadele İstişareleri yeniden başladı.

İlginç..!

Mart ayında Washington'da varılan mutabakat uyarınca, iki ülke arasındaki Terörle Mücadele İstişareleri kapsamında, ABD Dışişleri Bakanlığı Terörle Mücadele Koordinatörü Büyükelçi Elizabeth Richard Ankara’da bir dizi görüşme yaptı.

Anadolu Ajansı’nın geçtiği habere göre, PKK/YPG/PYD, DHKP/C, DEAŞ ve FETÖ terör örgütleri de dahil olmak üzere, ulusal güvenlikle bağlantılı birçok konu ele alınmış. Toplantıya Amerikalı ve Türk ilgili kurumlar da katılmış!

Peki..!

***

Türkiye’nin baş belası PKK ve FETÖ’nün doğrudan hamiliğini yapan Amerika’nın temsilcileri Ankara’da ağırlanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan PKK terör örgütü ile ortak mücadele yapabilmek için Bağdat yollarındaydı.

Irak’ın Başkenti Bağdat’ta ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin Başkenti Erbil’de terör örgütü ile ortak mücadele edelim diyen Erdoğan, elbette bu mücadelenin karşısında Amerika’nın yer alacağını da biliyordu.

Ama, Amerika birinci kuşak PKK’lıların başına ödül koyarken, üçüncü kuşak PKK’lıları “Komutan” diye çağırıp Amerikan bayrağının himayesine alıyor.

Neyse..!

AMERİKA KUZEY IRAK’TAKİ OTONOM BÖLGE’NİN AYNİSİNİ SURİYE’NİN KUZEYİNDE DE YAPTI

1991’deki 1’nci Körfez Savaşı’nda 36’ncı Paralel’in kuzeyini uçuşa yasak bölge ilan eden Amerika, böylece PKK’nın Irak’a yerleşmesinin önünü açmıştı.

Biz unutmuş olabilirsiniz ama biz unutmadık..!

 O tarihten sonra Türkiye’ye yönelik terör saldırılarının ana kaynağı hep Kuzey Irak sahası oldu.

Türkiye 1991’den 1996’ya kadar Çekiç Güç’ün (Amerikalıların PKK’lılara silah ve mühimmat taşımak için kullandığı hava gücü) PKK’ya verdiği destek yüzünden yüzlerce şehit verdi. Kandil ve Kuzey Irak’ın Zap, Metina, Hakurk gibi bölgeleri PKK terör örgütünün ana merkezleri haline geldi.

Ve Türkiye büyük bedeller ödedi. İç barışı tehlikeye girdi. Binlerce insanını teröre kurban verdi.

Bitti mi?

Hayır!

Amerika, Irak’ı parçaladı sonunda büyük felakete dönüşen Irak Federal Anayasası’nı dayattı. Fiili olarak Irak’ı böldü.

2011’den bu yana da sözüm ona DEAŞ ile mücadele kapsamında Suriye’ye girdi. “Bizim kara gücümüz” diye tanımladığı PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’yi eğitti, donattı, korudu, kolladı.

DEAŞ ile mücadele kisvesi altında binlerce militana üniforma giydirdi, şemsiyesi altına aldı. Türkiye’nin güney sınırlarına yakın Reyhanlı, Kilis gibi şehirlerimize karşı yapılan roketli saldırıların müsebbibi, büyük şehirlerdeki bombalı saldırıların müsebbibi PYD/YPG’nin koruyucusu oldu.

Bitti mi?

Hayır!

Suriye’de ve Kuzey Irak’ta sorun yaşayan PKK’yı Kuzey Irak’ta İran sınırına yakın Süleymaniye’de Talabani yönetimine emanet etti.

Talabani yönetimine PKK’nın hamiliğini verdi. Meşruiyet kazandırmak için parti kurdurdu. 18 yıl sonra yapılan Kerkük seçimlerinde Talabani ile birlikte valilik makamını tayin edecek seviyeye çıkarttı.

***

Amerika, bir çok başka ülkeyi geride bırakacak şekilde PKK’nın ve uzantılarının doğrudan hamisi olarak karşımızda duruyor.

Darbe teşebbüsünde bulunmuş terörist FETÖ’cü alçaklara sığınma hakkı tanıyan.. Dahası Fetullah Gülen’i hala Pensilvanya’da tutup koruyan Amerika.

Bu yalın gerçek karşımızda dururken… Türkiye terörle mücadele bağlamında ilk kez Bağdat ve Erbil ile bu kadar yakınlaştığı gün, Amerika elemanını gönderip Ankara’da “terörle mücadele” toplantısı yaptırıyor.

Çoğu şeyi anlayabiliriz. Ama bunu anlamayız!

Hele hele, Türkiye’deyken bile “istenmeyen personel” ilan edilmesi gereken bir isim geçtiğimiz hafta Ankara’da fink atmışsa!

Kastım John Bass’tır. Amerika’nın eski Ankara Büyükelçisi’nden söz ediyorum. Hani Türkiye’den ayrılmadan hemen önce, “DEAŞ 9 aydır Türkiye’de eylem yapmıyorsa bu bizim sayemizde” demeye gelen ifadeler kullanan… Sonra da Afganistan’ın Başkenti Kabil’e gittikten sonra Afgan göçünde olağan üstü artış olan isimden söz ediyorum.

John Bass, geçtiğimiz hafta Ankara’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü.

O görüşmenin hemen ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bağdat ziyaretini sanki boşa çıkartmayı amaçlarcasına Amerika’nın bir başka elemanı Ankara’ya geldi.

TÜRKİYE, SURİYE’NİN KUZEYİ İÇİN İKNA EDİLMEYE ÇALIŞILIRKEN…

Şunları da söyleyip, duralım!

Acaba, Amerika, PKK’nın Kuzey Irak’tan sökülüp atılması konusunda ne düşünüyor?

Dahası, Suriye PKK’sı ile Türkiye arasında bir mekanizma kurmak için uzun zamandır çalışan Amerika, Ankara’da bazılarını ikna etmek mi istiyor?

Bütün olup bitenlerden sonra yukarıdaki soruları sorma hakkımızın olduğunu düşünüyoruz.

Ve can yakıcı olanın da yıllar önce söylediğimiz gibi, “Kuzey Irak’taki otonom bölge gibi Suriye’nin kuzeyinde de bir otonom yapı kuran Amerika’nın bu projesine Türkiye’nin içinden de destek bulduğuna ilişkin emarelerin yeniden neşet ettiğini düşünüyoruz..!”

***

İslim üstündeyiz. Yakın gelecek, “büyük değişimlere” gebe görünüyor.

Hayır olsun!

 

 

 

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner60

banner64

banner49

banner63