Filistin devleti tanındı, peki şimdi ne olacak? İsrail tanıyacak mı, ABD tanıyacak mı? BM’ye üye kabul edilecek mi?

Derin Gerçekler

Filistin devleti tanındı, peki şimdi ne olacak? İsrail tanıyacak mı, ABD tanıyacak mı? BM’ye üye kabul edilecek mi?
Filistin halkı kim? Diasporadakilerin dönüşü kabul edilecek mi?
Ülkenin sınırları belli mi, başşehri neresi olacak?
“Modern Kudüs’ün doğusunda bir yer” mi?
Bu devletin ordusu olacak mı? Garantörü kim/ler olacak?

Bir Anayasaları olacak mı?
Kurulacak Filistin Laik bir devlet mi olacak?

Herhalde sınırlarını İşgal altındaki topraklara genişletecek hali yok, o zaman Kürdistan’ın sınırları belli olmadan Suriye topraklarında ilerlemeleri gerekecek. Bu devletin komşuları kim olacak? Doğusunda İsrail’in Kürdistan’ı, Kuzey’i İsrail, Güneyi İsrail, Batısı İsrail. Deniz bağlantısı yok. Yani İsrail limanlarını kullanacak, hava bağlantısı da büyük ölçüde İsrail üzerinden olacak?
Seçim ne zaman yapılacak, kimler aday olacak, seçime hangi partiler katılacak?
Herhalde Hamas benzeri düşünceye sahip partiler olmayacak..
Bu Filistin devletinin içinde, Dürzi, Nuseyri, Falanjist, sayıları bir düzineye yakın olan, Lübnan ve işgal altındaki topraklarda yaşayan diğer gayrimüslim unsurlar, Dahlanist grublar da yer alacak ve onların partileri de seçime katılacak. Filistin LGBT’si de belki parti kurar katılır seçimlere.
Bu devlette, Gazze ve Batı Şeria yok. İşgal altındaki topraklardaki köylerde, öbekler halinde yaşayan Filistinliler ve Musevilerin dışındaki herkes bu Filistin topraklarına tehcir edilecek.
Kudüs ne mi olacak? O İsrail’e aid olacak. Müslüman ve Hristiyanlardan oraya gelmek isteyenler, hem İsrail ve hem de Filistin vizesi almış olacak. Günübirlik ziyaret edebilecekler. Kudüs konusunda İsrailin tek muhatabı bu kukla Filistin devleti olacak.
Gazze konusu da artık İsrail’in değil, Filistin devletinin konusu olacak. Yani Gazze’liler, tutuklama, vurma görevi bu Filistin devletine verilecek. Hamas ve İzzeddin Kassam üyeleri yakalanıp İsrail mahkemelerine terörist ve savaş suçlusu olarak teslim edilip, yargılanacak ve tabi ki mahkum edilecekler.
Artık İsrail’e karşı bir şey yapmaya kalkarsanız, önce Kürdistan ve sonra Filistin bariyerini aşmanız gerekecek.
Filistin’in silahlı gücü ve istihbarat örgütü olmayacağı için bu açığı İsrail ordusu ve MOSSAD karşılayacak.
Bu anlı şanlı Filistin devleti hem İslam konferansına, hem de Arap Birliğine üye olacaktır tabi.
Kürdistan hangi birliğe üye olur onu bilmiyorum.
Sahi bu Filistin devletinin Şeyhül İslam’ı kim olacak? İster misiniz “Dinlerarası diyalog”u savunan, İbrahim Buluşmalarına destek veren biri olsun. Doğu Kudüs’te bir yerde yapılacak yeni Mescidin baş imamı da bu olsun ve Abbas adına hutbe okusun, Yaser Arafat’ın öldüğü gün de Mevlid okusunlar..
21 Eylül 2025’de İngiltere, Avustralya ve Kanada, "Hamas'ın hiçbir rolü olmaması şartıyla" Filistin devletini tanıdıklarını ilan etti. Dünyanın gözü önünde yine kirli bir oyun oynanıyor. Birileri bu kirli oyunu oynarken, İslam ülkeleri yine, her zaman olduğu gibi sessiz kalıyor, hatta bazıları bu sonucu alkışlıyor. Gelinen noktanın bir tek faydası var, yıllardır çiğnenen çürük sakızın artık ağızdan çıkartılacak olması.
Bakalım bu kirli, kanlı, karanlık plana kimler garantör olacak? ABD olmazsa olmaz da, bizlerden kimler!
Sahi bu kukla devlete ilk büyük elçiyi kim gönderecek? ABD ve İsrail’le, BM ile yapılacak müzakerelere kimler katılacak, neler konuşulacak?

Ne yani İsrail tanınırsa, artık boykot bitecek mi, Ticarete devam mı edeceğiz?
Erdoğan ABD’nin Afganistan'daki Bagram üssü ile talebleri konusunu konuşmak için vakit bulabilecek mi acaba. ABD için Bagram’ın Jeostratejik konumu değil, oraya adımını atınca göreceksiniz arkasından Afganistan’ın nadir elementleri ile ilgilenecek. Pakistan ve İran’ı köşeye sıkıştırmak için Belücistan konusuna el atacak.
Trump inşallah Türkiyedeki nadir elementler konusunu gündeme getirmez.
Erdoğan-Trump görüşmesinde Zarrab konusu da gündeme gelir mi bilmiyorum.
Eğer Zarrab’ın hayatı Netflix’de yayınlanacak olursa, bu Türkiye için yeni bir 17/24 anlamına gelebilir. Ve tabi aynı şekilde İran için de Zarrab konusu önemli.
Tam da Filistin’in bağımsızlığı konuşulurken, Suriye, Lübnan, Mısır, Ürdün’de sınır değişiklikleri söz konusu olurken, böyle bir zirvede BOP konusu ele alınmayacak mı yani.
Belki uçak alımı konusundan önce Patriot konusu gündeme gelebilir. F35 konusu da gündeme gelebilir. Bu kadar yoğun gündem varken yani size göre Uçak alımı konusu mu konuşulacak.

Bugünlerde Sumud filosu da Gazze’ye yaklaşırken, o günlerde yaşanacak bir olay bütün gündemi altüst edebilir bu arada.
Trump’un ne yapacağı belli olma!
Dikkatli olmak lazım. Mesela kalkar, 2025 yılındaki 1700. Yıldönümü etkinlikleri Ekim ayında yapılacak olan İznik konsülüne “ben de geliyorum” diyebilir. Ardından Mısır’da düzenlenecek olan “Dünya Kiliseler Konseyi”nin toplantısı var 24-28 Ekim 2025'te. 27 Eylül’de İstanbul’da yeni Hahambaşı seçiliyor. Rum Patrik kendini ziyaretinde bazı taleplerde bulunmuştu hatırlarsanız. İster misiniz, Evenjelik kiliseleri temsilcileri ile birlikte Patrikleri de yanına alıp Ayasofya’da dua etmek istesin, daha sonra İznik konsülüne katılsın. Hahambaşıyı ziyaretinden önce Hezekiya Tüneli veya Siloam Tüneli olarak da bilinen tünelin Siloam yazıtını Kudüs’e götürüp yerine koymak için istesin.
Yeni seçilen hahambaşı, Türk ve İslam Dünyasındaki Chabat hahamları ile birlikte Kudüs’e gitsinler, oradan da Trump Dünya Kiliseler Konseyine katılmak için Mısır'a geçsin, Orada Yahudi-Hristiyan barışı “Mesih’in dönüşü” konulu bir konuşma yapsın! Tabi Arz-ı Mev’ud coğrafyasındaki ülkelerin sınır, rejim ve iktidar yapılarını buna göre yeniden dizayn etmek gerek. Bu konuda BOP çerçevesinde bize bir sorumluluk yüklemeye kalkmazlar inşallah! Sahi o zaman ne yapacağız. Bunları kim bilir? Özgür Özel’e mi sorsak!.
Tekrar uçak alımı konusuna dönecek olursak, Sahi Özgür Özel THY’nin adını niye bu işe karıştırdı ki?
Kardeşim bugün için Gazze’den öncelikli başka konu mu var..
Bir kıyamet savaşından söz edilirken, THY’nin uçak alımı işi mi konuşulur.
Onu THY yöneticileri yapar, ABD’deki büyük elçimiz Türkiye’nin taleplerini iletir.
Gazze deyince Trump’ın ilk aklına gelecek, orada Türk müteahhid ve mühendisleri, işçi talebi olacaktır. Ve Gazze’lilerin tehciri konusu..Türkiye’nin BOP’da“stratejik ortak” olarak garantör olmasını isteyecektir belki de.
Daha Suriye konusu var. Suriye konusuna bir girseler zor çıkarlar. PKK, KCK, PYD, SDG, DAEŞ konusu var.
Nuseyri’ler konusu var.
Dürziler konusu var. Kıbrıs konusu var.
ABD silahları ile donatılan Ege adaları konusu var. Zenzegur koridoru, Ermenistan ve Rusya ilişkiler konusu var. NATO konusu var, Ukrayna konusu var. DamadKushner’in başımıza bela ettiği CHABAT konusu var. Patrikhane konusu var, İznik Konsülü konusu var..
Bunların arasına THY’nin uçak alımı konusunu sıkıştırmak zor. Fiyat pazarlığımı yapacaklar, teslim tarihini mi konuşacaklar. Ticari ilişkileri geliştirmekten mi söz edecekler..
Özgür Özel bu bilgiye nereden ulaştı ise bari bunlar hakkında da bir şey söyleseydi. Yoksa uçak alımını gündeme getirerek başka bir mesaj mı vermek istedi?
Neyse şu sınırı, halkı, rejimi, kurucu iradesi tam olarak şekillenmesi engellenmiş Filistin’i tanımak bile en azından İsrail’in yalnızlığını gözler önüne sermek açısından önemli.
Netenyahu“Kudüs bizim” diyor.
Başkentini Kudüs’e taşıdı, bunu ilk tanıyan da, elçiliğini Kudüs’e taşıyan da Trump oldu. 1967 sınırlarına geri çekilmesinden söz ediyorsanız, bu mümkün değil. Yani İsrail, Kudüs’ü boşaltmayacak. İki devletli çözüm derken, aslında İslam ülkelerinin de İsrail’i tanıması, İsrail’in varlık ve meşruiyetini kabul etmesi isteniyor. Yani başkenti Kudüs olan İsrail’i mi tanımamız isteniyor? En temel soru şu: Nasıl bir Filistin? Deniz’e sınırı olmayan, ordusu, istihbaratı olmayan bir Filistin mi?

Eğer Kamil bir Filistin devleti sözkonusu olacaksa, önce geçici bir yönetim kurulup, Diaspora dönmeli, sonra bir kurucu meclis oluşturulmalı. Bu geçici yönetimi BM, İİT, Arab Birliği, Afrika Birliği korumalı. Geçici bir barış gücü oluşturulmalı.
Filistin devleti tanınırsa, İsrail’in Gazze’de yaptıkları af mı edilecek. UCM kararları, Savaş suçları ve Gazzedeki yıkımın tazmini es mi geçilecek?
Hamas’ın olmadığı bir Filistin, Müslümanların konu dışı kaldığı bir Filistin olacaktır. Kudüs’ü onlara mı emanet edeceğiz, tabi bu Filistin’in Kudüs’te bir yeri olacaksa! Gazze ayrı bir konudur, Filistinayrı bir konu, Kudüs ayrı bir konu, Mescid-i Aksa ayrı bir konu. Kudüs’te Hristiyanlar da var, Mescid-i Aksabeyn-el Müslimin bir mekan. Filistin’in tanınması ile bu gerçekleri üstü örtülüp, bu konudaki yetki Abbas’ın Filistini’ne mi verilecek?
Bu Şeytani bir oyun olur.
Erdoğan “Değerli dostum Trump’la görüşüp bölgesel meseleleri ele alacağız” diyor.
Öte yandan Trump “BM toplantısında bölgenin devletlerini buluşturarak GAZZE İÇİN UYGUN GÖRDÜĞÜ PROJE’nin mazlum Filistinlileri kurtarmanın tek yolu olduğunu anlatacağım” diyor.
Sahi siz bundan ne anladınız?
Trump “Arablar size söylüyorum, Türkiye sen dinle” demeye getiriyor olmasın sakın.
Ölümü gösterip hastalığa razı etmek gibi, Netenyahu’dan kaçanların, Trump’ın tuzağına düşmesi, aslında bu büyük planın bir parçası olabilir.
Sahi, bu İncirlik, Prinçlik konusu ne olacak.
Yarın İran’la yeni bir krizde bu üsler başımıza bela olabilir.
Aman aman, derdim çoktur, hangisine yanayım..
Daha fazlasını ne siz sorun ne ben söyleyeyim.

Selam ve dua ile.