Göksu, İSMEK’te başörtülü kadınlara yapılan hakaretlere ve işten çıkarmalara da değinerek şu ifadeleri kullandı:
“CHP’nin şimdilerde özgürlük havarisi kesildiğine bakmayın. Geçmişte “ikna odaları” adı altında, genç kızlarımıza baskı yaptılar, mobbing uyguladılar, başlarını açmak için zorladılar. Açmayanları okullarından attılar. Bugün atanan rektörleri siyasî olmakla suçlayanlar bilsinler ki, bu CHP var ya bu CHP... İkna odalarının mucidi Nur Serter’i, milletvekili, tarihin en büyük yasakçısı eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ü CHP Genel Başkan danışmanı... Üniversitesinin kapısında bekleyip başörtülü kızları içeri almayan Mustafa Akaydın’ı Belediye Başkanı yaptı. Şimdi görüyoruz ki yıllar geçmesine rağmen değişmediler. İBB’de fırsatını bulur bulmaz, İSMEK’te yine aynı şeyi yaptılar. CHP’li yöneticiler, İSMEK’te başörtülü kadınlara hakaret ettiler, mobbing yaptılar, işten çıkardılar.”
GÖKSU: İBB ŞEB-İ ARUS TÖRENİNDE KÂBUSU HORTLATTI
İBB’nin Şeb-i Arus töreninde Kur'an-ı Kerim'i Türkçe okutmasını hatırlatan Göksu, şu ifadeleri kullandı:
“Geçmişte, ezanı ve Kur’an’ı zorla aslından koparmaya çalışmışlar, buna direnenlere ise her türlü zulmü reva görmüşlerdir. Bugün de aynı zihniyetin ete kemiğe bürünmüş hali olan İBB yönetimi, ilk fırsatta Şeb-i Arus törenlerinin 747 yıllık geleneğini tahrif ederek yüz yıllık kâbusu hortlatmışlardır. Niçin hortlamak kavramını kullanıyorum? Çünkü hortlamak, geçmişteki korkuların yeniden ortaya çıkmasıdır. Bu milletin hafızasında CHP’ye dair onarılmaz acılar ve silinmez korkular vardır. Bu milletin hafızasında camilerin ahır yapılması korkusu vardır. Bu milletin hafızasında ezanın yasaklanması korkusu vardır. Bu milletin hafızasında kılık kıyafetinden dolayı insanların idam edilme korkusu vardır. Bu milletin hafızasında ‘İstiklâl Mahkemeleri’ korkusu vardır. Bu milletin hafızasında üniversite kapılarında başörtüsünden dolayı tahkir edilmek ve okullarından atılmak vardır. Bunları çoğaltabiliriz... İşte İBB’nin, sanki fırsatını kolluyormuşçasına; Şeb-i Arus törenlerinde yaptığı sakil uygulama, CHP’ye dair bu korku ve endişeleri milletin belleğinde geri getirmiştir. Tepkiler üzerine konuyu Arapça-Türkçe meselesine getirmeye çalışmışlardır. Oysa, Cemil Meriç’in ifadesiyle ezan, ‘Tüm dünyada Müslüman veya Müslüman olmayan herkesin anlayabildiği, İslâmca bir çağrıdır.’ Şimdi İBB yönetimi, CHP dogmatizminden gelen bu uygulamayı kabul etmiyorsa, hata yaptık diyorsa, bir an önce sorumlular hakkında gereğini yapmalıdır.”
GÖKSU, İBB YÖNETİMİNE SERT YÜKLENDİ!
İBB Meclisi’nde konuşan ve CHP’yi ‘beceriksiz’, ‘takiyyeci’ ve ‘partizan’ olmakla suçlayan İBB AK Parti Grup Başkanvekili M. Tevfik Göksu, CHP’nin Melen projesine karşı çıkması, deprem bütçesini düşürmesi, su zammı ve işçi kayırma olaylarına değindi.
Göksu, “Bugün İstanbul’un günlük suyunun yaklaşık yüzde 50’sini karşılayan Melen Projesi için ‘Melen Projesi’nin bugün İstanbul’a faydası yok’ demekten daha büyük çarpıtma, daha büyük bir iftira olabilir mi?” dedi ve “Her yerde ve her zeminde “deprem İstanbul’un en hayati sorunudur, hepimiz bunun için çalışmalıyız” deyip, sonra deprem bütçesini yüzde 75 düşürmekten daha büyük beceriksizlik ve takiye olabilir mi? Takiyyeciliğe bir örnek daha verecek olursak. Partizanlığa karşı olduğunuzu söyleyeceksiniz. ‘16 Milyonu kucaklayacağım’ diyeceksiniz. Ardından kalkıp İBB'ye ne kadar CHP'li varsa doldurup, partizanlığın kitabını yazacaksınız. Seçimden önce İstanbul’da suyun pahalı olduğunu ileri sürüp “suyu ucuzlatacağım” deyip, sürekli olarak meclise su zammı teklifi getirmenin sizin dilinizde karşılığı nedir? Halkımızın dilinde bunun mutlaka bir karşılığı vardır” ifadelerini kullandı.
CHP İSTANBUL’A ZARAR VERİYOR
CHP’nin yanlış yönetim politikasıyla İstanbul’a büyük zarar verdiğini belirten Göksu, “CHP’nin kurumsal DNA’sında; dogmatiklik, yasakçılık, kibir, ötekileştirme, takiye ve beceriksizlik vardır. CHP’nin genetiğindeki bu özelliklerin İstanbul’a yansıması ise yönetim kuraklığı ve bereketsizlik olmuştur” dedi.
GÖKSU GENÇLERİ UYARDI: CHP ZİHNİYETİNİ İYİ TANIYIN!
Göksu, CHP zihniyetinin gençlerin ümitlerini kırdığını belirterek, “Gençlik, kısır siyasi çekişme istemez. Gençlik, hayat tarzları üzerinden kimlik siyaseti istemez. Ötekileştirme istemez. Yaşam tarzı dayatması istemez. Gençlik, siyasetten ekstra bir yardım da istemez. İstedikleri sadece fırsattır, iyimserliktir, umuttur. Dünyaya açık olmak ama kendi olarak da kalabilmek ister. Özgürlük ister. Kendilerine inanılmasını ister. En çok da ‘kendilerine doğruların söylenmesini isterler. CHP’li belediye, gençlere sadece ‘reklam’ metni okur, gerçekleri saklamak için takiye yapar. Yapmadığına ‘yaptım’ der. Yaptığına da ‘yapmadım’ der. Bundan daha ümit kırıcı bir şey olabilir mi? O yüzden sevgili gençler, bu ülkenin yakın siyasi tarihini iyi okuyun. CHP zihniyetini iyi tanıyın” diye konuştu.
