İlham Aliyev, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin 2003 yılından beri cumhurbaşkanı olan siyasetçidir. 24 Aralık 1961’de Bakü’de doğmuştur. Babası, Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’dir. İlham Aliyev, Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde (MGIMO) eğitim almış, tarih bilimleri doktorası yapmıştır. 1994-2003 yılları arasında Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR’da üst düzey görevlerde bulunmuş, ardından siyasete girerek Yeni Azerbaycan Partisi’nin liderliğini üstlenmiştir.

2003’te babasının sağlık sorunları nedeniyle görevden çekilmesinden sonra cumhurbaşkanı seçilmiş ve o günden beri bu görevini sürdürmektedir.

Aliyev, özellikle 2020’deki İkinci Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanan liderliğiyle tanınır. Ancak, İsrail ile yakın ilişkileri ve bazı politikaları, Türk-İslam dünyasında tartışmalara yol açmıştır. Aliyev, Azerbaycan’ın ekonomik ve askeri modernizasyonuna odaklanan bir lider olarak bilinir, fakat otoriter yönetim tarzı da eleştirilmektedir.

Azerbaycan, Türk-İslam dünyasının önemli bir parçası olarak, tarih boyunca kardeşlik bağlarıyla diğer Türk devletleri ve İslam toplumuyla güçlü bir dayanışma sergilemiştir. Ancak, son yıllarda Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in bazı politikaları, özellikle Siyonist faaliyetlere verdiği iddia edilen destek, Türk-İslam dünyasında endişe ve hayal kırıklığına sebep olmaktadır. Bu durum, hem bölgesel hem de küresel ölçekte Türk-İslam birliği açısından ciddi bir tehdit oluşturabilir ve yanlış bir davranış olarak değerlendirilmektedir.

Birlik ve Dayanışmanın Önemi

Türk-İslam dünyası, asırlardır ortak değerler, tarih ve kültür etrafında birleşerek güçlü bir medeniyet inşa etmiştir. Bu birliğin temel taşları, adalet, dayanışma ve mazlumların yanında yer alma ilkeleridir.

Özellikle Filistin meselesi, İslam dünyasının kanayan bir yarası olarak, Müslümanlar için hassas bir konudur. Siyonist politikalar, Filistin halkına yönelik sistematik baskı ve işgal nedeniyle, Türk-İslam dünyasında derin bir tepkiyle karşılanmaktadır. Bu bağlamda, herhangi bir Türk devletinin ya da liderinin Siyonist faaliyetlere destek vermesi, bu ortak değerlere aykırı bir tutum olarak görülmektedir.

Azerbaycan’ın Politikaları ve Eleştiriler

İlham Aliyev yönetimindeki Azerbaycan’ın, İsrail ile geliştirdiği stratejik ilişkiler, ekonomik ve askeri iş birliği, Türk-İslam dünyasında tartışmalara yol açmıştır. İsrail’in Filistin halkına yönelik politikaları, uluslararası toplum tarafından eleştirilirken, Azerbaycan’ın bu ülkeyle yakın ilişkiler kurması, Türk-İslam dünyasının ortak duruşuna zarar verebilir. Azerbaycan’ın, Karabağ zaferi gibi tarihi bir başarıyla Türk dünyasının gururu haline geldiği bir dönemde, bu tür ilişkiler, kardeş ülkeler arasındaki güveni zedeleme riski taşımaktadır. Türk-İslam dünyasının liderlerinden beklenen, mazlum Doğu Türkistan ve Filistin halkları gibi mazlumların yanında yer alarak, adalet ve hakkâniyet ilkesine bağlı kalmaktır.

Türk-İslam Dünyası İçin Doğru Yol

Azerbaycan, Türk dünyasının önemli bir aktörü olarak, bölgesel istikrar ve birliğin korunmasında kritik bir rol oynamaktadır. Ötüken’den başlayan yolculuğun Anadolu'ya gelmesinin âdetâ köprüsüdür. Aliyev’in Siyonist faaliyetlere destek olarak algılanan politikaları, bu rolü gölgelemekte ve Türk-İslam dünyasının ortak ideallerine ters düşmektedir. Azerbaycan’ın, kardeş ülkelerle dayanışma ruhunu güçlendirmesi, Doğu Türkistan ve Filistin davasına sahip çıkması ve adâletten yana bir duruş sergilemesi, hem kendi halkının hem de Türk-İslam dünyasının beklentisidir.

İlham Aliyev’in bu yönde atacağı adımlar, Azerbaycan’ın Türk dünyasındaki saygın konumunu daha da pekiştirecektir. Kadim Azerbaycan topraklarının Türk dünyasında tarihi açıdan önemi çok büyüktür.

Sonuç itibariyle

Türk-İslam dünyası, tarih boyunca zorluklara karşı birlik ve dayanışma ile ayakta kalmıştır. İlham Aliyev’in Siyonist faaliyetlere destek verdiği yönündeki iddialar, bu birliği zedeleme potansiyeline sahiptir ve Türk-İslam dünyasının ortak değerlerine aykırıdır.

Azerbaycan’ın, kardeşlik ruhuna uygun bir dış politika izlemesi, Doğu Türkistan ve Filistin meselesinde adaletten yana tavır alması ve Türk-İslam dünyasının ortak ideallerine bağlı kalması, hem bölgesel hem de küresel ölçekte daha güçlü bir birlikteliğin kapısını aralayacaktır. Bu, yalnızca Azerbaycan için değil, tüm Türk-İslam dünyası için doğru ve onurlu bir yol olacaktır. Bir olalım, iri olalım, diri olalım.

Türk-İslam birliği, adalet ve dayanışma ile yükselir!

Muhammed Numan Özel