Gazze, bir coğrafyadan çok daha fazlası; âdetâ insanlığa sabır, izzet ve direniş öğreten bir mektep. Yıkılan evler, bombalanan okullar, yitip giden canlar arasında Gazze
Sabırla Diren, İzzetle Yüksel, Tevâzû ile Tekâmül
Gazze, bir coğrafyadan çok daha fazlası; âdetâ insanlığa sabır, izzet ve direniş öğreten bir mektep. Yıkılan evler, bombalanan okullar, yitip giden canlar arasında Gazze..
Bize yalnızca acının değil, aynı zamanda umudun, kararlılığın ve insan olmanın ne demek olduğunu anlatıyor. Bu mektebin kapılarından içeri girenler, zulmün karanlığına karşı imanla aydınlanan bir yol buluyor. Peki, Gazze mektebinden almamız gereken dersler neler?
Sabır ve Sumud: Direnişin Ruhu
Gazze halkı, yarım asrı aşmış süreçte işgal, abluka ve bombardıman karşısında "sumud" denilen o eşsiz sabır ve dirençle ayakta. Evleri yıkılsa da ruhları dimdik; hastaneler, okullar hedef alınsa da umutları sönmüyor. Âdetâ Bediüzzaman Hazretleri’nden “El-Emel” dersi almış gibiler. Bu, bize zulmün karşısında eğilmemeyi, her ne pahasına olursa olsun onurlu bir duruş sergilemeyi öğretiyor.
Gazze, sabrın yalnızca katlanmak değil, aynı zamanda mücadele etmek olduğunu gösteriyor. Sadece kınamak değil, duruş sergilemek, tavır takınmak, eldeki imkanları son raddesine kadar kullanmak ve neticeyle değil mücahedeyle mükellefiyeti hatırlatıyor.
İzzet ve Cihad: Namlunun Ucundaki Cennet
Kassam mücahitlerinin direnişi, İslâmiyet'in izzet anlayışını ete kemiğe büründürüyor. Onlar, izzetsiz bir yaşama razı olmaktansa, izzetle ölmeyi tercih edenlerin yolunu aydınlatıyor.
Bediüzzaman Hazretlerinin “izzetle mevti, zilletle hayata tercih edenlerdeniz.”1 sözü mücahitlerde ma’kes buluyor.
Gazze, cihadın yalnızca savaş meydanında değil, kalpte, zihinde ve hayatta her an sürdürülen bir mücadele olduğunu hatırlatıyor.
Bu mektep, bize Allah’ın dâvâsı için fedakârlığın ve cesâretin ne anlama geldiğini öğretiyor.
Eğitim: Kimliğin ve Geleceğin Kalesi
Gazze’de okullar bombalanıyor, üniversiteler yerle bir ediliyor. Ama Gazze halkı, eğitimi bir direniş biçimi olarak görüyor. Yıkıntılar arasında ders işleyen öğretmenler, çadırlarda öğrenmeye devam eden çocuklar, kimliğin ve geleceğin korunmasının ne kadar hayâtî olduğunu gösteriyor. Eğitim, Gazze’de yalnızca bir hak değil, aynı zamanda bir silah; sumud ruhunun yeniden inşâ edildiği bir alan. Bu, bize bilgiye ve kültüre sahip çıkmanın direnişin ayrılmaz bir parçası olduğunu öğretiyor. Ama öyle ama böyle hayat mektebi’nde eğitim devam ediyor.
Ümmetin Birliği: Sessizlik İhanettir
Gazze, Müslüman dünyasının acziyetini ve vahdet eksikliğini, kollektif hareket edememenin, ittihad-ı İslâmın tesis edilmemesini acı bir şekilde gözler önüne seriyor. “Böl-parçala-yut” politikalarına karşı ümmetin birleşme zamanı çoktan geldi.
“ittihad-ı İslâmın tam zamanı gelmeye başlıyor. [Ve şimdi tam zamanı]”2
Gazze’ye sessiz kalmak, zulme ortak olmaktır. Bu mektep, bize boykot, duyarlılık ve fiili adımlarla zulme karşı durmanın bir seçenek değil, zorunluluk olduğunu öğretiyor. Gazze’yi gündemde tutmak, işbirlikçileri ifşa etmek, ümmetin ortak vicdanını yeniden inşa etmek demektir. Elin boykotu almamak, kalbin boykotu buğz etmek, dilin boykotu boykotu anlatmaktır.
Zulmün Küresel Yüzü ve Adalet Arayışı
Gazze, Batı’nın ikiyüzlülüğünü, uluslararası hukukun sahadaki yetersizliğini ve güç odaklarının zulme nasıl destek olduğunu ifşâ ediyor. Bu, adâletin yalnızca bir slogan değil, evrensel bir dâvâ olduğunu hatırlatıyor.
Gazze mektebi, yeni bir dünya düzeni için mücadele etmenin gerekliliğini öğretiyor; çünkü mevcut düzen, masumların kanı üzerine kurulu. Bu bozuk düzeni yıkmak için her Müslüman gayret etmekle mükelleftir. Bu mükellefiyeti yapmamak savaş meydanından kaçmak gibidir.
Gazze: İnsanlığın Vicdan Sınavı
Gazze mektebi, yalnızca Filistinliler için değil, tüm insanlık için bir vicdan ve iman okulu. Bu mektebin dersleri, kitaplarda değil, hayatın tâ kendisinde yazılıyor.
Gazze, bize insan olmanın, direnmenin ve adâlet için ayağa kalkmanın ne demek olduğunu öğretiyor. Ancak bu dersleri içselleştirmek, harekete geçmekle mümkün.
Gazze’yi unutmak, insanlığımızı unutmaktır. Bu mektebin talebeleri olarak, zulme karşı sesimizi yükseltmek, boykot etmek, duâ etmek ve fiili adımlar atmak zorundayız. Çünkü Gazze, sadece bir coğrafya değil; insanlığın onurunu koruma mücadelesinin sembolüdür.
Gazze mektebi, bize şunu soruyor: Sen bu derslerden ne öğrendin ve ne yapacaksın?
Cevap, yalnızca vicdanlarımızda değil, attığımız adımlarda gizli.
Şimdi sizi vicdanınızla başbaşa bırakıyorum bu mektepte başka hangi dersleri alabileceğiz.
Aziz şühedanın ruhuna El-Fatiha..
Muhammed Numan Özel
Kaynak:
1- Mektubat (48)
2-Tarihçe-i Hayat (99)