Söz konusu çin olunca yazılacak, analiz edilecek çok fazla parametre var ki bu detaylara girmeden Çin’in kaçınılmaz emperyal gücüne karşı Türkiye, TDT, Türkistan, Afganistan, Pakistan işbirliğinin önemini ana temaya yaklaşarak vurgulamaya ve Çin’i stratejik bağımlı hale getirecek yaklaşımlara fikir yürütmeye, analiz etmeye çalıştım.
EKONOMİK PENETRASYONUNU TAMAMLANDIĞINDA DÜNYA’NIN EN EMPERYAL DEVLETİ OLACAK ÇİN’E KARŞI STRATEJİK HAMLEMİZİ İVEDİLİKLE YAPMAYA MECBURUZ
Çin ekonomik emperyalizmini bitirinceye kadar, küresel emperyal yüzünü asla göstermez. Kaldı ki İran- İsrail savaşında İran’a beklenen yardımını göstermeyişinden, Rusya- Ukrayna savaşında Rusya’nın yanında beklenen oranda durmayışından da bunu anlamış olduk.
ÇİN, TOPLADIĞI YAĞMUR BULUTLARI İLE YAKINDA GÜRLEYECEK!
Peki Çin göründüğü kadar barşçıl mı olacak? Asla öyle olmayacak. Şimdilik güç topluyor, bulutları toplayınca gürleyen gökten daha fazla sesi çıkacak. Karşımızda merhameti olmayan ve de dünya’nın en kalabalık insan kaynağına bağlı olarak üretim maliyet üstünlüğünü elde etmiş bir ülke var. Dolayısıyla yakın gelecekte ( En erken 2030 sonrası ) dünya’nın en tehlikeli devleti ile karşı karşıya kalacağız. ABD’nin ekonomik ve sosyolojik yapısını analiz ettiğimizde bundan sonra güç kaybettiğini göreceğimiz tüm veriler ortada. Dolayısıyla Çin’in bugünün emperyal gücü ABD’nin yerini alacağı da kaçınılmaz.
TDT, TÜRKİYE, AFGANİSTAN, PAKİSTAN KÜRESEL GÜÇ ÇİN’E STRATJİK PARTNER OLMAYI BAŞARABİLİRSE TÜRK DÜNYASININ DA PARÇASI OLACAĞI ASYA GÜCÜ ÇOK YAKINDIR.
TDT doğalgaz, Çin’in batıya açılabilme yollarına sahip olması gibi stratejik üstünlüğe sahiplik hamlelerini kullanarak Çin’in geleceği şekillendirecek yüksek teknoloji kurumlarını ortaklık adı altında kendi sınırlarına çekmeyi başarabilirse Çin’in stratejik partneri olur, başaramazsa Türkistan’ın sınır komşusu olmasına bağlı olarak Çin’in sömürüsünden en fazla etkilenen Türkistan ve dolayısıyla Türkiye olur. Türkiye bu hamle konusunda proje yöneticisi olabilir; Türkmenistan, Kazakistan, Tacikistan, Özbekistan, Azerbaycan petrol ve doğal gaz enerji gücünü Çin’e kullanılarak Çin’in Türkistan’dan kesintisiz enerji temini ve mallarını Avrupaya Türkistan ve Zengezur yolundan ulaştırması için Türkiye ve Türkistan’a stratejik fabrikalarını açması ve ortak olması sağlanmalı. Türkistan gerekirse elindeki doğalgaz kartını Çin’e karşı kullanmalı yani Türkistan’dan doğal gaz almaya mecbur olan Çin bu enerjiyi alması karşılığında Türkistan’a, Türkiye’ye ve hatta Afganistan ve Pakistan’a stratejik fabrikalarını açmaya mecbur bırakılmalı. Doğu Türkistan’daki soydaşlarımıza da tam özerkliğini sağlaması da bu güç kullanılarak sağlanabilir. Bizler bu gücümüzü kullabiliriz. Bu konuda diplomatik hamlelerin projeleri bir an önce başlamalı. Yarınlar çok geç olacaktır!
ÇİN’İN EKONOMİK EMPERYAL’İNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ TDT, TÜRKİYE,AFGANİSTAN VE PAKİSTAN’A BAĞLI. BU STRATEJİK ÜSTÜNLÜĞÜMÜZ PROJELENDİRİLEREK KULLANILMALI
Çin’in ekonomik bağımlılığı artırılırsa ki artırmak için tüm avantajlara sahip Türkistan ve Türkiye Çin’in gelecekteki büyük emperyal baskısının dışında kalır.
Çin’e fabrikalarını kaptıran Ülkeler gelecekte istihdam ve buna bağlı olarak gençlik ayaklanması ile karşı karşıya kalacak. Üretim kabiliyetini kaybedecek. Sömürülere açık olacak. Çin’in emperyalizminden en fazla da Avrupa’nın etkileneceği beklenebilir.
TÜRKİSTAN VE TÜRKİYE ÇİN’İN AVRUPAYA, PAKİSTAN İSE İRAN VE ORTADOĞU’YA AÇILAN KAPISI KOLLEKTİF KORUNMALI
Türkiye ve Türkistan ve hatta Çin’i batıya, ortadoğuya ulaştırma güzergahında olacak Pakistan ve Afganistan da TDT ile birlikte Çin’in fabrika ve teknolojilerini kendi ülkelerine çekmeli. Geleceği şekillendirecek teknolojik ve stratejik Çin fabrikalarını kendi ülkelerimize çekmeli. Bu kısa vadeli maliyetli uzun vadede ise güç’e balans sağlayan kurtarıcı bir hamle olacaktır. Gerekirse Çin’e karşı ek vergi koyma hamlesi yapılmalı, ilave olarak orta kuşak ticaret yolu projesi Çin’e kapatabileceği ima edilebilir ki bu Çin için çöküş anlamı taşır. Çin bunu göze alamaz.
GEÇMİŞİN İNGİLTERESİ BUGÜNÜN ÇİN’İ OLDU
İngiltere’nin 1750’te başlattığı sanayi devrimini tamamlaması 1850’ye kadar en az 100 yılları bulmuş ve bu gücüyle dünya’nın en emperyal ve sömürü ülkesi olmuştu. Benzer durumu ve hatta nüfus avantajı da olan Çin’den daha fazlasını beklemeliyiz. Kaldı ki kalabalık nüfusunun ihtiyaçlarını emperyal sömürüleriyle karşılamayı zorlayacaktır
Çin’in teknoloji devrimi İngiltere’nin sanayi devriminden daha kısa sürdü. Çin bu gücünü çok sessizce elde etti. Halen de bu sessizlik taktiğini kullanıyor. Abd’ye karşı hedeflediği güce ulaştığında sessiz Çin’in çok yakın gelecekte Şahinleşeceğini göreceğiz.
Çin bu güce nüfus avantajına bağlı olarak ucuz istihdam avantajıyla ulaştı ve Abd ve Avrupa’nın üretim üssü oldu. Onların Knowhow’unu ele geçirdi ve eldeki verileri daha da geliştirerek teknoloji devrimini gerçekleştirdi. Geçmişin İngilteresi bugünlerin Çin’i oldu.
TÜRKİYE VE TÜRKİSTAN ÇİN’DEN GÜÇ DEVŞİREREK BÜYÜRKEN BİRLİKTE KÜRESEL DENGEYİ SAĞLAYABİLİRLER
Çin’e karşı çok ve hatta en güçlü kart Türkiye, TDT, Pakistan ve Afganistan’ın elinde. Tüm bu
devletler bir an önce Çin’e karşı bu ve benzeri strateji hamlelerini ortaya koymalı. Çin’in fabrikalarını ülkelerine çekerek Knowhow’unu elde etmeli. Avrupaya, ortadoğuya açılmak isteyen Çin’in küresel güç, ekonomik lokomotif unsuru olmayı sürdürmesi için bu paylaşımı yapmaya zorlanmalı. Çin’e karşı bu stratejik hamle yapılmalı. Çin’in bu duruma karşı farkındalığını artıracak planlamalar yapılmalı, böylesine paylaşımlı büyümenin Çin’in de ekonomik çıkarlarına uygun olacağı anlatılmalı
Çin- İran ittifakı gelecekte oldukça riskleri barındırıyor. Çin ile İran arasında kara sınırı olan Pakistan özellikle stratejik öneme sahip. Pakistan Çin ile başbaşa bırakılmamalı ve Türkiye ve TDT ittifakı içerisinde dinamik tutulmalı.
Çin’in İran ile kara ulaşımında Çin’e karşı Pakistan tamponu her zaman olmalı ve Pakistan bu kozu Çin’e ve İran’a karşı kullanmalı, topraklarının kullanımını sınırlandıracak şartlarını ortaya koymalı, Çin’e ülkesine yatırım yapma şartını öne sürmeli, stratejik ürünlerini satması şartına bağlamalı.
Avrupa ve Abd’nin Çin’e karşı yaptırım uygulama potansiyeli her zaman ihtimal dahilinde. İşte tam da buradan Çin ikna edilip yüksek katma değer üreten stratejik fabrikalarını Türkistan’a, TDT’ına, Türkiye’ye, Pakistan ve Afganistan’a kaydırması sağlanabilir. Bunu yaparken de doğu Türkistanlı soydaşlarımız için Çin’e baskı politikası uygulanmalı. Çin’in gelecekteki sıkışmışlığından kurtulması da buna bağlı. Çin’e karşı bu diplomasi dili kullanılmalı ve sürdürebilecekleri ekonomik büyümenin de bu işbirliğine bağlı olacağı konularında ikna edilmeli. Ortak diplomasi dili oluşturulmalı, ekonomik yaklaşım stratejileri belirlenmeli.
ÇİN İLE BÖLGESEL İLİŞKİLERDE TÜRKİYE BAŞAK AKTÖR OLMALI VE PROJEYİ HAZIRLAYIP TDT VE DİĞER AKTÖRLERİ BİR ARAYA GETİRİP ÇİN İLE İLİŞKİLER İTTİFAKININ KURUCUSU VE TAKİPÇİSİ OLMALI
Doğu Türkistan’lı soydaşlarımızın özgürlüğüne giden yolun da bu ve benzer yaklaşımlarla çok kolay çözülebileceğine inancım tamdır.
Türk ve İslam aleminin huzur bulacağı bir dünya’yı dizayn etme ümitlerimle…
Ahmet Çelik
Gazeteci - Araştırmacı Yazar